Söyleşi: Feride Çetin *
Feride Çetin: İstediklerimizi tam olarak anlatamıyoruz ama adım atmaya çalışıyoruz.
İki Genç Kız’da oynadığı Behiye rolüyle bir hayli ilgi çeken ve son olarak Ulak’ta oynayan Feride Çetin, politik kimliğiyle ön plana çıkan bir oyuncu. Hatırla Sevgili’ye inandığı şeyleri anlattığı için girdiğini söyleyen Çetin, “Bir yerlere gönderme yaptığımız için mutluyuz” diyor.
İki Genç Kız’dan önce Feride Çetin’den biraz bahsedebilir misiniz?
İstanbul Üniversitesi’nde sinema okudum ve okuduğum dönemde hem kamera arkasında çalışıyor hem de ekonomi muhabirliği yapıyordum. Son 7 yıldır ise kültür sanat muhabirliği yapıyordum ancak birkaç aydır da yoğunluk yüzünden onu da yapamıyorum. Master yaptıktan sonra iş bulamadım ve mutsuzdum. Kutluğ Ataman’ın bu filmi çekeceğini öğrendim. Onun video art işlerini çok beğeniyordum ve ilk filmi Karanlık Sular’ı da çok beğenmiştim. Sinema mezunu olan öğrencilerle gayet gerilla tarzında bir film çekeceğini ve hafif dogma usulü olduğunu öğrenince dedim ki kamera arkasında çalışmam gerekiyor ve uzun süredir de işsizim. Bu sebeple yanına gittim o da beni başrol oyuncusu yaptı.
Bu filmde Behiye’yi oynayan Feride Çetin ile şimdiki Feride Çetin arasında ne gibi bir fark var?
İki Genç Kız’da oynadığım arkadaşlardan birisi bana o günkü heyecanını kaybettiğini ve o zamanları çok özlediğini söyledi. Benim açımdan ise hiçbir değişiklik olmadığı gibi giderek daha çok âşık oluyorum. Bu işi sevdiğim için de her şey güzel gidiyor.
Hem dizi hem de sinema sektöründe yer alan biri olarak dizi sektörü sizce sinemayı nasıl etkiliyor?
Bir kere Türkiye’de sinema sektörü diye bir şey yok. Sinemada oynayan yâda sette bulunan herkes dizilerde ve reklâmlarda yer alıyor. Ben çok yerinde etkilediğini düşünüyorum. Çünkü yapımcıların elinin sıcak olması film çekilmesine sebep oluyor. Onun dışında dizi sektörüyle ilgili olarak şikâyet ettiğim konuların başında çalışma saatleri geliyor. Sonra sigortalı olmayışımız, telif haklarına sahip olmamak gibi bir durum var. Geçen yıl elimde 20 senaryo vardı bu yıl ise sadece bir tane sinema projesi var. Acaba bana dizide oynadığımdan mı yoksa çok konuştuğum için mi teklif gelmiyor diye düşünüyorum.
Bazen sivrilmek de tehlikeli olabiliyor mu yoksa?
Ben sivrilmedim sadece fikirlerimi söylüyorum.
Hatırla Sevgili’nin anlattığı dönemle ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?
Ben zaten bunları biliyorum ve küçükken bile odamda Deniz Gezmiş’in fotoğrafı ve mektubu asılıydı. Bu diziye de Denizleri anlattığı için girdim. Aslında ilk girdiğimde hiç adapte olamadım. Çok seri işler çıkartılmak zorunda ve çok mekân ve oyuncu olduğundan uzun saatler çalışıyoruz. Dizinin çok önemli bir iş yaptığını düşünüyorum. Tabi ki istediklerimizi tam olarak anlatamıyoruz ama adım atmaya çalışıyoruz.
Deniz Gezmiş’i seven biri olarak idam edildiği sahnede neler hissettiniz?
Bütün ekibe hatıra olsun diye kamera arkalarını montajlıyoruz. O sahneyi ben çekmek istedim çünkü Deniz Gezmiş benim diziye giriş sebebimdi. O günkü çekimler 24 saat kadar sürdü. Ben sette kamera arkasında sürekli olarak ağladım. Birkaç final sahnesi vardı ve bence gösterilen kısım gayet hoştu ve bir yerlere göndermeydi. Montaj sırasında ağladığım gibi evde iki kez de izlerken ağladım. Her ne kadar gerçekdışı yapılan bir işin bu kadar duygusal olması güzel bir ekip kurulduğunu gösteriyor.
Bu kadar etkilemesi Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının davasına inandığınızdan mı kaynaklanıyor?
Ben lisede çok politiktim. Mesela bazı rollerde kendimi kaybedip yönetmen gibi “daha hırslı, istekli” diye bağırıyordum. Çünkü bir aktör oynadığı kişiyi okumalı bilmeli. Aktörlerin politik olması gerektiğine hatta herkesin politik olması gerektiğine inanıyorum ama herkes her şeyde tabiki özgürdür.
Son olarak Kültür Bakanı olsanız neler yapmak istersiniz?
Değişmeli mi bilmem ama bütün sanat derneklerinin, vakıflarının derdi, şikâyetleri dinlenmeli diye düşünüyorum. Sendika meselesi beni rahatsız ediyor. Bunlarla ilgili çekişmek ve telif haklarıyla ilgili çalışmalar yapmak ve yapılmasını isterim. Bence Kültür bakanı partiye bağlı olmamalı. Sanatın içinden insanları bakan yapmalılar.
Gökhan Baykal, Osman Bahar
*https://issuu.com/azizm/docs/edergihaziran2008