Yola Düşme Türküsü*
“Aşk, hiç gidemediğimiz bir şehirdir… Her yeni şehri, o gidemediğimiz şehir sanarız; ta ki gidene kadar. Gittiğimizde ise, hiç gidemediğimiz bir şehir olmaktan çıkar. O yüzden de, gerçekten gidemediğimiz şehir, artık o şehir değildir…”
Çok uzun yollardan gelmiştim bu şehre. Seninse öyle bir umut türküsü besteliyordu ki gözbebeklerin, bir daha bu şehri bırakıp gitmeye hiç cesaret edemedim. Nice şehirler gezdim bundan önce. Ne yerlisiydim herhangi birinin, ne de yabancısı. Büyük beklentilerimi, hayallerimi hep girişlerinde bıraktım o şehirlerin. Bir liman istedim sadece, bir de alacaaydınlık bir gökkubbe, senden önce…
Ödünç yağmurları, ödünç topraklara yağdıran şehirler gezdim sonra. Kıyılarında yalnız kalmış martı çığlıkları hapsolmuş şehirleri. Yelkenleri suya batmış tekneleriyle suskun denizler, yeşili sararmış dallarıyla küskün ağaçlar vardı her yerinde. Duramam sanmıştım almadan kokusunu betondan evlerin, taştan kaldırımların; işte bu yüzden döndüm tekrar, bu yola düşme türküsüne…
Hiçbir yerde duymadım, hiçbir yerde bulamadım sesini. Kirpiklerin hiçbir liman kentinde böylesine batmadı yüreğime. Gidemediğim tek şehir kalana dek aradım adının diğer dillerdeki anlamını. Sonra buldum adını, bundan bir yıl önce, sağanaklarla gelen, sesi kilitlenmiş bir yağmur eşiğinde. En güzel şiirlerin, en bilindik mısraları kadar parlaktı gözbebeklerin, yıldız yıldız güldüler gözlerime. Aydınlanmış gökyüzünde kanat çırpan martılar gibi özgürdü düşlerim, sana gelene kadar. Sonra bir şehre gidememek, özgürlüğün sadece istediğim yerde kalabilmek olduğunu öğretti, nicedir yola düşme türküsü söyleyen dilime. Sana dair söylediğim tüm kelimeler, şimdi sonsuz bir filizin yeşilliğinde…
(…)Sonra yaz geldi şehre, ışıdı aydınlığın, şehrin aynasına bakan tüm pencerelerde. Kader, şehrin eskicisine bırakılmış bir hurda şimdi sadece.
Saçımın her teli ise, hala senin denizlerinde…
“Sana geldiğim yollar, en güzel yollardı ömrümde. Şimdi ne yoldan caymak var, ne özgürlüğü unutmak benliğimde. Yoldayım, yollarındayım, bir yıl sonra, yine sevgiyle…”