Yurttaş Kane*
Merhabalar Aziz dostlar, bu ay sizlere sinema tarihine damgasını vuran yönetmenlerden Orson Welles’in ilk uzun metraj filmi olan Citizen Kane’den bahsetmek istiyorum.
1941 yapımı Citizen Kane, zengin bir medya patronunun hayat hikâyesini anlatmaktadır. Fakat bu otobiyografi tarzında bir film değildir. Genç bir gazeteci, Charles Foster, Kane’in vefatı sırasında söylediği Rosebud kelimesinden sonra bunun ne anlama geldiğini araştırmaktadır. Film boyunca Kane ile beraber yaşamış herkes onunla ilgili anılarını ve bu kelimenin ne anlama geldiğini bulmaya çalışmaktadır. Filmin sonunda ise rosebud kelimesinin Kane’in küçükken oynadığı kızağın ismi olduğu anlaşılıyor fakat bunu araştıran genç gazeteci değil, kızağın yakılırken ekrana gelen görüntüsünden anlıyoruz.
Yurttaş Kane, sinema tarihinde önemli bir yeri olan ve birçok ödül almış bir filmdir. Filmin konusunun dışında kullanılan tekniklerle sinemaya yenilik getirilmiştir. Bu filmde montaj ve deep focus tekniği oldukça ön plana çıkmaktadır. Özellikle çok akıllı ve akıcı bir şekilde yapılan montajla birlikte izleyiciler bir dakika olsun ekrandan gözlerini alamıyor. Diğer bir özelliği ise bu filmde o zamana kadar filmlerde pek kullanılmayan kamera açılarının kullanılmasıdır. Özellikle dikkat çeken ve genelde Kane’in olduğu sahneler alt açıyla çekilmiştir. Bu da ona üstünlük ve haşmet vermiştir. Yurttaş Kane filminde dikkat çeken diğer önemli bir husus ise makyajın o zamana kadar kullanılmadığı kadar gerçekçi olmasıdır. Bilindiği gibi televizyon ve sinemada makyaj gerçekliği yansıtmada önemli bir faktördür. Bir makyaj ile yetersiz ışık koşullarını bile düzeltebilirsiniz. Bu filmde kullanılan makyaj, o dönemdeki insanların gündelik yaşamıyla uyumludur. Bu da insanları filme bağlıyan bir özelliktir. Çünkü insanlar filmin içine girebilmekte ve karakterlerden kendilerine birer pay çıkarabilmektedir. Gerçeklikten devam ederken, kullanılan aydınlatmanın da bunda büyük payı vardır. Bir bar sahnesinde bile karanlık olduğu korkusuna kapılmadan gerçekçi aydınlatma kullanılmıştır.
Filmdeki teknik özelliklerin yanı sıra bir takım sosyolojik özellikleri de vardır. Filmde anlatılan zengin medya patronunun oldukça karmaşık ve iyi gitmeyen bir hayatı vardır. Her zaman olduğu gibi “para mutluluğun tek kaynağı değildir” teması işlenmektedir. Filmde iktidar, karakter ve bu karakterlerin kaderleri ile ilişkileri de işlenmektedir. Herkesin zengin olma arzusu, bir Amerika rüyası vardır. Kane, bunu gerçekleştirir fakat bu onun belki de sonunu hazırlayacaktır. Küçükken okusun diye evlat verilirken artık kaderi çizilmiştir. Aslına bakarsanız bu yaşam tarzına kendi isteği ile değil başkalarının istekleri ile gelmiştir. Fakat daha sonra kendisini de bu hayata alıştırmış ve kopamamıştır.
Citizen Kane, Orson Welles’in ilk uzun metraj filmi olmasının yanı sıra onun sinema kariyerindeki yerini sağlamlaştırmıştır. Fakat bundan sonraki denemeleri bu film kadar etkili olmamıştır. Ancak bana sorarsanız sinema ile ilgileniyor ya da ilgilenmek istiyorsanız bu filmi mutlaka izlemelisiniz. Citizen Kane’in raflarınızda yer alması gereken yapıtlardan biri olduğuna hiç şüphe yok.