Göğe Bakalım: Turgut Uyar*
1985 yılının Ağustos ayında kaybettiğimiz şair, Turgut Uyar, Kuşkusuz, göğe bakmayı seven herkesin bilmesi gereken bir şairdi, belki de gerektiği kadar tanınmadı, bilinmedi. 1927 yılında, Ankara’da doğdu ve subaylık hayatından sonra çalışmaya devam etti. Şair, Yeditepe Şiir Armağanı, Behçet Necatigil Şiir Ödülü ve Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü gibi ödülleri aldı.
ŞAŞIYORUM GÖZYAŞINA
artık şaşıyorum gözyaşına hiç unutamam çünkü pazarcıların haftanın her günü öteye beriye
öteye beriye gözyaşı taşıdığını
yukarlarda en uzaklarda bir orman kaçkının ormana sığındığını
mülküm benim
örneğin senin gözyaşın bir hayvandır önümden uzun tüyleriyle kaçan sularımı kana kana akıtdığım dağlara haziranın on nunda
bir çocuğumuz olacağını biliyordum ayrıca biliyordum ki
çocuğumuz olsa da olmasa da bir bölüğü çocukdur insanların
artık şaşıyorum gözyaşına mutsuzluğun harcını pekiştiren çaresizliğin gözyaşına
binlerce beygir bir ovayı arşınlarken yepyeni dişleriyle binlerce tay
ve sonsuz giyimiyle büyük hayat kuşanırken en mavisini
güvercin toplayarak geldim öteden beriden ona şaşıyorum
ki hepsi hiç değilse bir kere nisan görmüşler
şimdi artık serinle mülküm çıkar papucunu ve gözyaşını
ellerin bir demet güvercin olarak uçursun uzaklara yukarlara sevdamızı taşınmaz hiç bir şeyini tutma
aldığın soluk verdiğin kadar olsun dağlar ve ateş ve kan varken şakaklarım zonguldak gibi uğuldarken şaşıyorum gözyaşına
İLKİN
Bunu kimse söylemedi belki düşündü çünkü vardır insanın yaşamasında uyku ve öfke gibi vardır
kimse söylemedi tuzunu çoğaltan bir denizde
nasıl batarsa güneş öyle bende kaçırdım
ki gözüm bütün gün günboyu lekelerde
kaçırdım ama şöyle de söylenebilir şiirin bütün geçmişinin dışında önceden açıklanan her şeyin dışında örneğin en sıcak ülkelerin yazında en soğukların kışında
yanarım üşürüm berbat olurum hiç bir şeye yaramam
ama yinede seni severim o zaman sende beni sev evet
SENFONİ
Önce sesin gelir aklıma Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm
Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli Sonra cumartesi günleri gelir
Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.
Kırk kere söyledim bir daha söylerim Savaşta ve barışta, karada ve denizde, Düşkünlükte ve esenlikte
Zamanımız apayrı bize göre Yanyana olduk mu elele
Aç kalsak ağlamayız biliyorum.
İçim güvercinleri okşamış gibi rahat Sen yanımdayken ister istemez Geniş meydanlarda akşam üstleri
Üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar.
Sen yanımdayken ister istemez Uzak ırmakları hatırlıyorum.
Arasıra düşmüyor değil aklıma Yabancı kadınların sıcaklığı
Ama Allah bilir ya, ne saklıyayım Yanında ihtiyarlamak istiyorum…
BIKTIM BÖYLE…
Üç yıl sonra mıydı bilmiyorum ama ekimin onbeşiydi biliyorum ekimin onbeşiydi ama
ekimin onbeşinde ne oldu bilmiyorum herkesin sular gibi dağıldığı ama herkesin bir sur önünde miydik bir yolda mı semtini bilmediğim bir karakolda mı sonra topluca bir bahçede durduk
bıktım böyle sayrılıklardan ateşim çıksa neyse ne
neyi bıraksam aklımdan bir suya karışıyor bir büyük savaşda Kıbrıs kıyılarında vurulan ve ölen bir askerin
çelik miğferi gibi
dipde ışıltısını görüyorum yalnız elimi eteğimi çekiyorum bahçeden sazlıklara vuruyorum belliğimi
zalim bir ilk yazdı ama yaşadığımız işte bunu unutmamalı unutmamalı bir ölüm nefes alırken bir dudakda öbür bütün şeyleri nasıl anlatmalı miğferin paslandığını usul usul
bir yangının söndüğünü ve suların pırıl pırıl kaldığını
bir otobüs Mersin den Mardin e giderken
o zaman aşkınla dol kalbim nerden ne kadar derlediysen o kadar senin kendine seçtiğin alameti farika
uzun bir gece görünümünde geçerli hala
GÖĞE BAKMA DURAĞI
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam Herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda Beni bırak göğe bakalım
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım Tuttukca güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim Sayısız penceren vardı bir bir kapattım Bana dönesin diye bir bir kapattım Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım