Başlıksız*
Merhaba sevgili aziz dostlar.
Yine yeni bir yazıyla birlikte olmak bana mutluluk veriyor. Bu ayki konumuz cinsellik ve bastırılmış cinsellik, bende bu konular üzerinde bir iki kelam edebilir miyim diye düşünmeye başladım.
Malumunuz 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, bizim ülkemizde neyin ne olduğu pek bilinmez o yüzden sadece Kadınlar Günü olarak bilinir lakin işin aslı dediğim gibi emekçi kadınlar günüdür. Siz diyeceksiniz ee bize ne, size nesi şu sevgili okurlar; daha düne kadar yüzlerce Tekel emekçisi kadın işçi Ankara’nın göbeğinde haklarını aramak için eylem yapıyordu ancak pek azımız onların yanında bulundu fiziki olarak ki bu kervana bende dâhilim. İnsanlar haklarını ararken genelde yalnız kalmaya mahkûm olurlar, Tekel işçisi kardeşlerimizin başına da aynısı gelmişti neyse ki artık evlerine döndüler o veya bu şekilde ancak davaları henüz sonlanmadı, buradan tekrar hatırlatma ihtiyacı hissediyorum Tekel işçisi yalnız değildir.
Hemen başka bir dala atlamaya çalışayım dostlar; elbet bir yerlerde denk gelmişsinizdir televizyon dünyasının parlayan yıldızı(!) Esra Erol kişisinin canlı yayına bağlanan bir lezbiyene neler yaptığına. Bu kadar aşağılık, onur kırıcı, adi bir durum olabilir mi dostlar? Yayına bağlanan kişi sırf lezbiyen diye aşağılanıyor ve bu aşağılanma stüdyodaki konular tarafından alkışlanıyor ve kadıncağıza bir söz hakkı bile verilmeden telefon suratına kapatılıyor. Biz ne zaman ve nasıl bu hallere geldik aziz dostlar, bizde herkes eşit değil miydi, biz herkese iyi davranmaz mıydık? Demek ki ben bıraktığımdan beri her şey değişmiş, güzel ülkeme bir haller olmuş. Şimdi sıra geldi ağzımı bozmaya ki ben en çok bu kısmı seviyorum, sayın izan fukarası, kafatasçı, cinsiyetçi Esra Erol kişisi ve onu o stüdyoda alkışlayan ve yaşına başına bakmadan, yürümeye bile takati yokken kadın/erkek peşinde koşan uçkur düşkünü canlılar! Sizin bu ayrımcılığınızı kınıyor ve sizinle aynı havayı soluduğum için kendimden utanıyorum. Derler ya Allah sizi nasıl biliyorsa öyle yapsın, eğer son şekliniz buysa gerçekten üretimde bir problem var, yetkili servisinize başvurun.
Olaylar sadece bunlar değil. Aylardır transseksüel ve travesti cinayetleri işleniyor, insanlar hunharca katlediliyor. LGBTT örgütleri bu cinayetlerin nefret cinayetleri olduğu konusunda ısrarcı ki bu Esra Erol ve havarisinin yaptığı iğrenç davranıştan sonra bu olayların nefret cinayeti olduğuna kesin gözüyle bakıyorum. Nasıl bir toplum haline geldik biz aziz dostlar, sadece cinsel tercihleri ve cinsel yönelimleri farklı diye insanları katleder hale geldik. İnsan olmanın bir kıymetinin olmadığı yozlaşan bir ülke oluverdik hem de 21. yüzyılda hem de bu tercihlerin bir hastalık olmadığı ispatlanmışken hem de birçok ülkede eşcinsel evliliklere izin verilmeye başlamışken. Ben artık bu güzel ülkemin çok sayın yöneticilerinden ve çok sevgili ünlülerinden giderek nefret etmeye başladım. Bu işlerin sonu pek iyiye doğru gitmiyor, umarım ben yanılırım da kimseler zara görmez ve herkes özgürce yaşamına devam edebilir. Buradan Esra Erol kişisini ve yayın yaptığı kanalı kınıyor o programı izleyenleri ve o programa katılanlara acil şifalar diliyorum.
*https://issuu.com/azizm/docs/edergimart2010