Mesih’e Ağıt – B. Ali Umut

Mesih’e Ağıt* 

Vakitsiz çekilmiş bir bıçak gibi tuttular beni eşkalime şehirli anlatımlar katmıştım oysa her duyanın kötü bir haber alacağını sandığı sesimi de hiç çıkarmamıştım Yoksulluğumdan tanımazlardı bu kadar üşümeseydim

 

-Kahrın bir sonu var mıdır?

Ben görmedim

 

Tıraşı gecikmiş bir yüzle dolaşıyorum belki yüzümün fikridir kirli sakal

Kalbimin var olduğunu her duyumsayışımda onda bir ağrı hissediyorum

yaşamak dediğim gün gibi

 

-İnsan kendinde de kimlik taşır mı?

 

Nerede bir kalabalık görsem

eğilip elinden öpüyorum yalnızlığımın, diyordu kaç akşamdır penceremden geçmeyen

intihara meyilli bir kırlangıç Gökyüzünü sorduğumda onu görmek için, demişti ben de kafamı kaldırıyorum

 

-Bütün anladım’larımı geri alıyorum

ey hayat!

 

Adından tanıyoruz artık elmayı bir tuhaflık var

tuhaflığın orta yerinde bile

O beklenen çocuk olamadığım gibi babası da değilim

 

-Kundağımı çöz artık anne giydiğim kefen umuttan biçili

 

2001

 

BARIŞA HAYIR

 

(paralı olmayan askerler parasız ağıtların konusudur)

 

Dur!

Namlumda zapt edilmez bir mermi Benim olmayan elimin tetiğini zorluyor

Allahtan da büyük emirler almış bir askerim Seni vururum!

Bakma inanmadan söylediğime Seni gerçekten vururum…

 

Sabaha karşı

Barış ilanları asacaklar Gözlerimin takılı kaldığı duvarlara

 

Savaş sonrası gelen her barışa Hayır!

 

Annem de ağlayacak seni vurduğum için

 

 

(yol gözleyen annelerin gözünde Mezopotamya hala bir çocuktur)

 

Ona maviden bahsederlerse Bu çölün bir zamanlar Deniz olduğuna inanabilir

 

Ölüm bir şey değil, bu hep aklında Anne baba niyetine

Eski bir resim hatırlayacak

 

Ateşböcekleri tıpkı bu bombalar gibi ışıldarmış Nasıl sevecek, şimdi görecek onlardan birini

 

Peki şimdi kim ikna edecek kâğıt uçak yapması için Iraklı çocuğu?

Haziran 2003

 

*https://issuu.com/azizm/docs/edergisubat2010

Bunu paylaş: