Demek Böyle Ölünürmüş! – Abdullah Rıdvan Can

Demek Böyle Ölünürmüş!* 

Kavgalar,

Sürgün edilir (aciz) fikrinden… Hiç bilmediğin hayaller,

Tutuklanır gönlünde.

 

Avlularda beklersin geri dönmeleri, Geri dönmeler…

Çoktan kalmışken mahşere…

 

Pembe dudakların gençliğe inat, Titrek… Acı…

/türküler söyler o vakit./ Alnın bir kelebeğin ömrüdür ya belki sonu, Gözlerin sır(at)a denk bir geçit…

 

Salkım taneleri gibidir g/öz torbacıkların. Ellerine (kirli) yarasalar yuva yapmıştır. Bedenin,

Zor bir denklem değilmiş aslında,

 

Dizlerin, ufacık bir ağrıda çözülür kalır.

 

Kaybolursun susuşlar içinde

 

/kaybolunca zikrin./

 

Bir zamanki sözlerin yüzünden (ilmek ilmek) asılırsın. Söyleyeceklerinin hevesi varken içinde,

Belki…

 

/Çoktan/ Unutulmuştur bile yasın.

 

Dert başta uçuşur…

 

/bir karga sürüsü gibi…/

 

Derman çölde…

 

/bir avuç kumda saklanır./ Düşme peşine, düşme…

Bir damla seraptır göreceklerin.

 

Her ‘’Mecnun’um’’ deyişine de bir Leyla yas/aklanır.

 

Yol acıtır canını… Korkutur puslu iklimler.

 

/Bir mucizeye bile/

 

Kalmamıştır artık geri dönüş. Bir mayıs akşamı,

Bedenine zemheri iner, Dersin ki:

‘’demek böyle ölünür/müş…’’

 

*https://issuu.com/azizm/docs/edergimayis2010

Bunu paylaş: