Kımıl Zararlısı…*
Bir haftadır ‘git, gidebildiğin yere’ diye bir şarkı dilime yapıştı, kendi kendime mırıldanıp duruyorum.
Kültür ve sanat alanlarında, tam 5,5 yıl ‘üstün hizmetlerde bulunan’ bir aklı kara, Padişah efendisinin buyruğuyla görevinden alındı.
AKP’nin sanat ve kültür alanındaki tüm tasarruflarının uygulayıcısı, ‘muhafazakâr sanat’ saçmalığının destekçisi-ön açıcısı bu zat; Kültür ve Turizm Bakanı olarak görev yaptı.
*Tiyatro-Sinema salonlarının yıkımlarında-kapatılmalarında,
*Tüm kültürel dokuların talan edilmesinde,
*Heykellerin yıkımlarında,
*Sanatçı hakları ve özgürlüklerinin en geri düzeye itelenmesinde,
*Sinema ve Tiyatro yasalarının çıkmamasında,
*Telif hakları düzenlemesinin yapılmamasında,
*TV dizileri alanında, emek sömürüsünün ve hak gaspının doruğa çıkmasında,
*Resim sergilerinin sansür edilmesinde,
*Karikatürlerin yasaklanmasında- yargılanmasında,
*Klasik olmuş romanların, öykülerin, şiirlerin, bilimsel yayınların sansür edilmesinde- yasaklanmasında,
*Üniversitelerin gösteri salonlarının yüzümüze kapatılmasında,
*AKP Belediyelerin tiyatrolara ve her tür sanatsal etkinlere karşı tarafgir tutumlarında,
*Müzelerin iç edilmesi anlamını taşıyan kapı girişlerinin özelleştirilmesinde,
*Kütüphanelerin tüm içeriklerinin budanarak, gericiliğin kaleleri haline dönüştürülmesinde,
*2010 Ajansı’nın bütçesinin iç edilmesinde,
*Bakanlık yayıncılığında, tüm Cumhuriyet döneminin en gerici ve kafatasçı yayınlarına hız verilmesinde,
*Şehir Tiyatroları’nın bürokratlara devredilip işgal edilmesinde,
*Oyunların Faşist baskılarla gösterimden kaldırılmasında,
*Antik kentlerin barajlarla sular altına gömülmesinde,
*Kıyıların ve Ormanlık alanların ranta açılıp betonlaşmasında,
*Sit ilan edilmiş yaşam alanlarımızın yandaşlara peşkeş çekilmesinde, belgeli ve kanıtlı sorumluluğu var. Bizimkisi topladı pılını-pırtını gitti.
Giderken de boş durmadı, Devlet Tiyatroları’nın kullanımındaki Akün ve Şinasi sahnelerinin satışına göz yumarak, Tiyatro düşmanlığında yeni bir sayfanın açılmasına öncülük etti.
Bu konu ile ilgili bu zatın ağzından tek kelime duyulmadı. Taraflar da topu taca atarak, susmayı yeğledi.
Bu tür kımıl zararlıları, demokratik ülkelerde sanık sandalyelerine oturtulup yargılanırlar.
Beyimizin bırakın yargılanıp hesap vermesini, önümüzdeki yerel seçimlerde İzmir Belediye Başkanlığına adaylığı konuşuluyor.
Allanıp pullanıp halkın önüne konulacak.
Eee bunca yıl gericiliğe biat etmenin, kafatasçılığa tapınmanın, sanat ve sanatçı düşmanlığında emir kulluğu yapmanın, cemaat avlusunda tespih çekmenin bir mükâfatı olsa gerek!
Bu arada ben dilime dolanan şarkıya devam ediyorum, hiç duyan eden yok. ‘Git gidebildiğin yere’
Ah benim ülkem vah benim ülkem.