“Bekas” Serüveni*
Yönetmen ve senarist Karzan Kader, Saddam Hüseyin döneminde uygulanan zulümden kaçarak 1990’lı yılların başında İsveç’e sığınan Kürt bir ailenin çocuğu. ‘Bekas’ Kürtçe ‘kimsesiz’ anlamına geliyor. Kader, bol ödül alan filmini çocukluk yıllarındaki düşleri üzerinde şekillendirmiş. Hatırlayacağınız üzere Saddam döneminde sivil halka yönelik atılan hardal gazı bombası ile binlerce insan zehirlenerek katledilmiş idi. Halepçe katliamını yaşamamış olsa bile Karzan da Saddam’ın uyguladığı zulme ailesi ile birlikte maruz kalanlardan sadece biri. Ama o, yaşadıklarını ironik bir dille beyaz perdeye taşıyarak ajitasyon yapmaksızın iki çocuğun düşleri üzerinden izleyicilerin beğenisine sunuyor. Karzan çocukluk yıllarında askerlerin açtıkları ateşten kurtulmak için ailesi ile birlikte sığındığı binaların bodrum katlarında izlediği filmlerdeki olağanüstü kahramanların gelip kendilerini kurtaracaklarını düşlermiş. Filmin senaristi ve yapımcısı olan Kader, bu düşlerini senaryolaştırarak “Bekas” filmi ile beyaz perdeye yansıtmış.
Geçtiğimiz yıl Karzan Kader’in ‘Bekas’ filmi, 23. Stockholm Film Festivali’nin büyük ödülü “Bronz At Ödülü’ne aday gösterildi. Cannes Film Festivali’nde gösterilen Bekas’ın kısa versiyonu da büyük bir ilgi görmüştü. Film ilk kez Stockholm Film Festivali’nde gösterime girdi.
Bu sene 15. Uluslararası Eskişehir Film Festivalinde de gösterime giren film beğeni kazandığı kadar tepki de aldı. Zira ABD kültür emperyalizminin önlenemez gücünün göstergesi olan Süperman hayranlığından, Michael Jackson ve Cola sevgisine kadar ‘kendisini hoş gösterme çabası’ olarak seyirciden olumsuz not aldı.
Filmin Satır Başları
Fimin kahramanları, yetim iki çocuk Dana (Sarwar Fazıl) ve Zana (Zamand Taha) üzerinden şekilleniyor. Amaçları; bir sinemada izledikleri Superman filminden etkilenerek ABD’ye gitmeyi, Superman’ı bulmak ve ondan yardım istemektir. Küçük kardeş Zana, Süperman’a şikâyet edeceği sevmediği insanların listesini dahi tutar. Süperman’ın, anne ve babasını tekrar dirilteceğine inandıran abisi Dana ile hayli meşakkatli ve tehlikeli bir yolculuğa koyulurlar. Ancak ABD’ye gidebilmek ve Süperman’a ulaşabilmek için para ve pasaport gerekmektedir. Zana satın aldığı iki küçük not defterine kendisinin ve abisinin ismini yazar ve resimlerini de çizerek pasaport şekli vermeye çalışır. Süleymaniye’de çekilen film, iki kardeşin amaçlarına ulaşmak için başlarından geçen maceraları konu alır.
Irak’ın en karışık dönemlerini anlatan film savaşın var olduğu ve Saddam Hüseyin’in Irak halkına yaptığı baskı zamanlarını konu alıyor. Umutları ve hayallerinden başka hiçbir şeyleri olmayan iki kardeş olan Zana ve Dana’nın dramını konu alan film, kurtarıcı olarak gördükleri Süperman ile tanışmak ve onunla beraber yaşamak isterler. Zana ve Dana Süpermen den yardım istemek için onu aramaktadırlar. Zana ceza verilmesi gerekenlerin listesini hazırlamaktadır bile ve listesinin en başındaki isim ise Saddam Hüseyin’dir. Dana ise ergenlik dönemine yeni yeni girmektedir ve akranı olan bir kıza hayranlık duyar. Kızın kolyesi göle düşer, Dana ise kolyeyi boğulma tehlikesi atlattığı halde bulur, kolyeyi kıza vermek ister ama kız ailesi ile birlikte ABD’ye gideceğini söyleyerek yola çıkar. Dana kolyeyi veremez ve bu kolyeyi satarak ABD’ye gitmeyi ve sevdiği kızla birlikte olabilmeyi hayal eder.
Zana’nın film süresince bağırarak konuşmasının verdiği rahatsızlık, Ortadoğu’nun genelinde çocuklara saygı duymayan büyükleri, azarlayan ve sürekli döven sadist gerçekliğin dışında iyi bir film olduğunu söyleyebiliriz.