Eski Sinemalar*
Uzun Metraj
Öpünce geçer mi bilmem, Unutulmanın,
Bindiği dalla yuvarlanılan,
Terapi davetiyesi uçurum rüyalarının, Geçici olduğumu bilmenin acısı.
Nedendir bilmem,
Bu eski İzmir sokaklı siyah beyaz film severliğim. Acaba,
Bu eski İzmir sokaklı, Siyah beyaz filmler, Unutulmaya inat,
Kaybolmamak için dümensiz, Zamanın iskelelerine,
Atılan son bir çıma mı? Yoksa itiraf mı?
Yorulduğunu inkar etmekten, Yoksa huy mu?
Can çıkmadan çıkmayan, Doğru yoksa huy mu?
İnsanlar öyle mi doğar,
Yeşil gözlü, mavi gözlü, siyah gözlü gibi, Siyah beyaz film seven, sevmeyen.
Eski Sinemalar
Hayal meyal hatırlarım,
Film afişleri kamyonetlerin kasasında, Megafonlar çığlık çığlığa,
“Bu akşam sinemamızda…”
Peşinden de dondurmacı geçse bari pedallı arabasıyla. Coşkuludur milletimiz,
Alkışlar artistleri filmin sonunda. Bir de su şişelerini,
Filmin en heyecanlı yerinde,
Sandalyelerin altından yuvarlayan abilerim olmasa. Sadece film mi?
Tiyatro da olur, saz, komiklik. Hatta bir keresinde,
Testereyle keman çalan palyaçoyu, Görebilmek için,
Kaç gece uykusuz kaldım biliyor musun?