Karanlığın Saltanatı*
Aydınlanmak istemiyordu, karanlığa daha çok saplanırken.
İçine düştüğü çukurun sonsuzluğu çaresizliğinin kanıtıydı.
Kendisi ile birlikte çevresindeki herşeyi bu çukura sokmak istiyordu.
Bencildi, kendisinden başka hiçbirşeye değer vermiyor, saygı duymuyordu.
Hem Tanrı hem de Şeytan rolüne girmeyi bir kişilik kompostuna çevirmişti.
Hem cezalandırıyor hem bağışlıyordu.
Beklentileri yüksek değildi ama ruhsal dengesizliği giderek yükseliyordu.
O yükselirken çevresini giderek alçaltıyordu.
Alçak olmaktan çekinmeden yükseliyordu.
Aydınlanma nedir bilmediğinden aydınlığa ihtiyaç duymuyordu.
Geldiği bu kısır noktaya tüm çevresini hapsetmekti gayesi.
Karanlığın saltanatını kuruyordu dipsiz çukurda yükselerek.