Sürdürülebilir Mimarlık*
Son zamanlarda sık sık duyduğumuz “ekoloji ve mimari”, “sürdürülebilir mimari” kavramları üzerine genel bir tanım,çevreye karşı sorumlu davranmak esas alınarak çevrenin doğal verilerini en üst düzeyde kullanabilmek ve ekolojik dengeye en az zararla yapılaşmak olarak yapılabilir. Dünyanın yaşadığı ekolojik sorunlar,maksimum enerji tüketen yapılar,yapılaşmak adı ardına sığınılarak yok edilen doğal çevre insanların bu konu üzerine farkındalığını arttırdı.
Sürdürülebilir mimarlıkta yapılaşmanın gerçekleşeceği araziden, kullanılan malzemelere kadar her şeyin bu amaca hizmet etmesi gerekir. Öncelikli olarak fazla enerji tüketen malzemeler yerine tüketimin en aza indirilmesi sonrasında tüketimi karşılamaya çalışan enerji üretimi dikkate alınır. Yenilenemeyen enerji kaynakları yerine yenilenebilir geri dönüşebilir enerji kaynakları kullanımı önemli hale gelir.Termik izolasyon ve ses izolasyon malzemelerinde,kaplama malzemelerinde,boyalarda,duvar ve tavan dolgu malzemelerinde,cephede kullanılacak malzemelerde toksik madde içermeyen,insan sağlığına en uygun,geri dönüşebilir malzemeler kullanılmalıdır.
Doğal enerjileri kullanabilmek kapsamında rüzgar ve güneş ışığından maksimum yarar sağlayabilmek için yapının konumlanmasına bu analizler çerçevesinde dikkat edilmelidir. Çatılar mümkün olduğunca doğu-batı yönünde konumlanmalı, güney cepheler geniş tutulmalıdır.
Türkiye’de ilk ekolojik yapı olarak Efekta Mimarlık tarafından tasarlanan RMI-Türkiye Araştırma ve Eğitim Merkezi seçilmiştir. 3 milyon euroya mal olan yapı Gebze’de olup yapımına 2006 yılında başlanmıştır. İnşaatı 1 yıl sürmüştür.
Yapı için yeraltı ısı kaynağı sistemi oluşturulmuştur. Yerin 100 metre altına kadar inen 22 tane sondaj borusuyla ısı iletim devreleri oluşturulmuş ve suyun bu borulardan ısı pompalarına aktarımı sağlanmıştır.
Doğal gün ışığı yapının terasından özel bir reflektör vasıtası ile toplanarak yansıtıcı ve taşıyıcı bir tüpe veriliyor ve bu tüp vasıtası ile gün ışığı istenilen noktaya iletimi sağlanıyor.
Doğal havalandırma sistemi “havadan havaya ısı değişimi” ile sağlanıyor. Yapıya giren temiz hava ile yapıdan çıkan kirli havanın karşılaştığı noktada enerji değişimi ile ısı giderleri azaltılıyor.
Türkiye’den ikinci bir örnek İstanbul Ümraniye’de tasarlanan Meydan Alışveriş Merkezi’dir.
Yeşil çatıya sahip olan yapı yine yerin 228 metre altına yerleştirilen sondaj borularıyla ısıtma-soğutma işlevini gerçekleştirebilmektedir.Yapıda kullanılan jeotermal sistem ile yılda yaklaşık 350 tonluk karbondioksitin doğaya verilmesini önlemektedir ve bir diğer ekolojik özelliği de oluşan atıkların geri dönüşümü sağlanabilmektedir.
- Uluslararası Yapı ve Yaşam Kongre ve Fuar Alanında sürdürülebilirlik teması kapsamında geliştirilmesi beklenen bir öğrenci projesi olan sergi ve sunu mekanı tasarımında halatlarla oluşturulmuş bir çatı örüntüsü önerisi vardır. Mekanın genelinde hasır,ip,çuval,ahşap gibi malzemeler kullanılarak bir bütünlük sağlanmıştır.
Hazar Denizi kıyısında tasarlanan ve 1.000.000 m2 yer kaplayan konut ve tatil bölgesi olarak tasarlanan ekolojik adanın ısı üreten güneş panelleri, güneşten elektrik üreten fotovoltaik pilleri, atık su ve yağmur suyunu toplama birimleri ve bir rüzgar enerjisi türbini içermesi planlanmıştır. Yapının tasarım amacı bütünüyle dış kaynaklardan bağımsız bir bölge yaratmaktı,diğer bir değişle kendine yeten bir ada yaratmak. Azerbaycan’ın yapı geleneğini yeni teknolojiyle harmanlayarak adanın kaliteli, yaşayan ve yaşanan çevrelere sahip olması ve kaynakları en az şekilde kullanması tasarlanmıştır.
Köprü geri dönüşümlü konteynerlerin bir araya getirilmesiyle tasarlanmıştır. Köprü hem yayalara hem taşıtlara kullanabilecekleri yaşayan mekanlar sunmaktadır.
Dünyanın güneş enerjisini kullanan ilk beş yıldızlı oteli tüm enerji ihtiyacını güneş panelleriyle sağlamaktadır.
Kendi enerjisini tamamen kendi üretebilen bu ekolojik evler,içinde ürettiği enerji kullanılmadığında devlete gönderilebilmekte veya sahipleri tarafından satılabilmektedir. Normal şartlarda bir evin enerji tüketimi 500 sterlin iken Lighthouse evlerinin yıllık tüketimi 31 sterlindir. Aradaki bu büyük farkın herkes tarafından kullanılabilmesi imkanı için bu yapıların daha az maliyetle üretilebilme imkanları üzerine çalışılmaktadır.
Dünyanın çeşitli yerlerinden örneklerini gördüğümüz bu ekolojik yapıların yaygınlaştırılabilmesi amaç kabul edilerek az maaliyetle üretiminin sağlandığı koşullarda sürdürülebilir mimarlık bir tasarım üslubu olarak tasarım sürecinde düşünülmeli ve üzerinde çalışılmalıdır. Türkiye’de de örnekleri çoğalmaya başlayan bu üslup üzerine genellikle tüm mimarlar hassasiyetle çalışmaktadırlar elbette ki bununla beraber Türkiye Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği çalışmaların birliğini sağlamaktadır.