Sonbahar’ı Özlemek – Özgür Keşaplı Didrickson

Sonbahar’ı Özlemek* 

Bu sabah gelmişsin, oysa dün beklemiştim seni ben Hâlâ öfkelisin demek yağmura

Ama öyle güzel yıkadı ki burayı yine, anlatamam Her zamankinden yükseğe çıktım delice bir sevinçle Toprak kokusuna karışmış kokunu aradım, yoktu

Yağmur sesinde o ağır adımlarının sesini aradım, yoktu Ama biliyor musun, kızmadım sana hiç

İki yıl önce kemanınla gelip Sonbahar’ı

O bedenlerimizden beraberce dışarı çıkmayı başardığımız tek şarkıyı çaldığında kızmıştım sana en son

Bedeninin içinde kalmaya zorlarken kendini yanlış çalmış ve sonra kemanını, o en sevdiğin kemanı parçalamıştın.

İşte o zaman kızmıştım sana

Gözyaşlarım olsaydı da ağlayabilseydim keşke O denli yukarıda seni boş yere beklerken

Bir daha hiç gelmedin sonra kemanınla

Sonbahar’ı da hep sensiz dinledim ben Bu sabah neden o kadar erken geldin ki Uyanmamıştım ben daha

Hem her zamanki gibi mırıldanmamışsın gülleri dikerken; bu kez beyaz Bu sabah da gelmişsin

Uyanırdım aslında sesinle Hasta mısın yoksa sevgilim? Çok mu soğuk bu taş, bu yol?

Buraya gelmeden önceki sevişmemizi hatırladım birden Hani midye topladıktan sonra deniz kıyısında

Kollarınla sarıldığında bedenime sımsıkı Seni içime aldıktan hemen sonra

Ve tam da yağmur çiselemeye başlamışken gitmemeliydim belki ama öyle çılgınca çarptı ki kalbim o hortumu görünce kalamadım, gittim

Rüzgârı delice yaladı yüzümü ve karşı koyamadım Ne ona ne de sana

Sen benim içimde ben de onun, karıştık Ama yitmedik sevgilim

Yitemezdik böyle erken

Yarın siyah gül getir olur mu?

Solmadan beyaz, siyahı da dikelim yanına

20 Ağustos 1994

 

*https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergiagustos2014

Bunu paylaş: