Ülke Balıkçısı, Yalova’da Başlatılan Proje İle Makûs Talihini Yenecek – Halit Konanç

Ülke Balıkçısı, Yalova’da Başlatılan Proje İle Makûs Talihini Yenecek* 

 

Ülke balıkçısının nasıl yoksullaştırıldığı ve gelinen noktada balıkçılığın  sürdürülebilir bir meslek olmaktan nasıl çıkarıldığı bir dönem yaşanıyor.

Kapitalist sistemin ihtiyaca göre üretim/tüketim ilkesi ile örtüşmeyen aşırı kar endeksli işleyişi nedeni ile yaşam kaynakları insan ve tüm canlıların taleplerini karşılamaya artık yetemiyor. Son 50 yılda insan nüfusunun anormal artışı (günümüzde 7.5milyar) üretim/tüketim bağlamında iletişim, ulaşım teknolojileri kapsamından kullanıma arz edilen bilimsel kolaylıklar 50 yıl öncesine kadar yeterliliği gündeme gelmeyen kaynak, tür ve stok rezervlerini çökme sınırına getirdi. Küresel sermayenin neden olduğu baskı; kaynakların adil kullanımını olanaksız kılmakla kalmamış, kaynakların sürdürülebilir kullanım yasasını doğanın eko-sistem dengesini de bozmuştur.

Dünyada ki genel çöküşten sucul ortam ve kaynakları da nasibini fazlası ile almış bulunmaktadır. Sucul canlı yaşam habitatının aşırı kentleşme, sanayileşme ve tüketim disiplinsizliğine bağlı fiziksel, kimyasal ve biyolojik kirliliğin dışında aşırı ve sürdürülemez avcılık baskısı ile bozulması sorunun artık sudan nedenler ile göz  ardı edilemeyeceğini göstermektedir.

Merkezi otorite “sürdürülemez” ülke balıkçılığın getirilerinden beslenenlerin kuşatmasına karşı gerek kadro ve gerekse yapısal zafiyetlerinden kaynaklı olumsuzluklar nedeni ile hareket edemez konumdadır. Bu yönetim ve idare sorunu yetmezmiş gibi ülke balıkçısına refah ve sosyal yaşam kolaylığı sağlama adına düzenlenen yürürlükteki (dünya kooperatifçilik uygulamalarına göre oldukça yetersiz) kooperatifçilik uygulaması balıkçının talep ve beklentilerine cevap vermekten oldukça uzaktır. Balıkçı avladığı balıktan, kabzımallık sisteminin çarpık işleyişi bağlamında para kazanamaz durumdadır. Avlanma sezonunda balığın bolluğu dahi balıkçının yaşamına yansımamaktadır.

Yalova’da yerel balıkçı kooperatifi ülke balıkçısının kaderini değiştirecek bir kazanıma imza attı

Genelde işleyiş ülkenin her köşesinde av mevsiminde balıkçının avladığı balıktan en düşük payı alması,  tüketicinin de kabzımallık sisteminin çarpık işleyişi nedeni  ile ihtiyacını kalitesiz, sağlıksız ve pahallı alması ile sonuçlanır.

Bu adil olmayan av ve sonrası paylaşım/kazanım düzeni bu gün Yalova da bir kooperatif başkanı ve birkaç deniz/balık/balıkçı dostu kararlı insanın yıllar öncesi başlayan mücadelesi ile sona ermek üzeredir. İnatla ve kararlılıkla aşılan bu süreç sonucunda Yalova balıkçısının balıkçılık yapma ve mesleğini severek icra etme olanakları ve kazanımlarına, Yalova ve bölge halkının sucul canlı mahsulleri sağlıklı ve ucuz temin etme ve tüketme ortamına kavuşacağı günler de artık çok yakındır.

Yalova Su Ürünleri Merkez Kooperatif Başkanı Sayın Erdal Tokalak 

Sn. Tokalak kooperatif üyesi balıkçının onca olumsuz koşullara ve yasaların yetersizliklerine rağmen denizden kazanımına sahip çıkabilmesi için, o kazancın kurda kuşa yedirilmemesi için kendisi ve ailesinin ihtiyaçlarını öteleyerek kooperatif üyelerinin sorunlarını gidermeyi ilke edinmiş birisidir. Bu sorumluluğun gereği olarak verdiği mücadele ile bu günkü sürecin işlemesine olanak sağlamıştır.

Kendisi balıkçının denizlerde av yetersizliği ve benzer nedenlerden kaynaklanan sorunlarına çözüm bulabilmek için yasaların yetersizliğine rağmen olağan üstü özverili bir duruş sergilemiştir. Yalova Valiliği ve Yalova Belediye Başkanlığı başta olmak üzere birçok kurumu kooperatif nezdinde yaşanılan sorunların çözümünde paydaşlık ilkesi bağlamında bir araya getirmekle kalmamış daha da önemlisi merkezi otoritenin ilgili bakanlıklar ve kurumlarını bu sürecin işleyişine dâhil olmalarına olanak yaratmıştır.

Ülke balıkçılığının yönetim ve uygulama görevi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Su Ürünleri Genel Müdürlüğünce 1380 sayılı yasa kapsamında yürütülür. Kooperatifler yasasının su ürünleri ile ilgili yönetmeliği bu yasanın işleyişi ile alakadardır. Bir başka deyişle balıkçılık ve balıkçı ile ilgili mevzuat 1380 sayılı yasanın sınırları içinde tarif edilmiştir. Balıkçılık konusunda gelişmiş ülkelerde uygulanan yasa ve yönetmeliklerle karşılaştırıldığında son derece işlevsiz ve sınırlı, balıkçıya barınak ve benzeri kısıtlı imkânlar sunmanın dışında hiçbir olumlu katkısı olmayan adeta bir dayatma kanunu tanımlamasından bahsedebiliriz.

Balıkçılıkta gelişmiş ülkelerde balıkçının avladığı balığı yurt içi ve dışı pazarda doğrudan kooperatif nezdinde perakende, toptan satış ve işleme hakkı öncelikli hak olarak bulunmaktadır. Oysa bizde bu hak, düzenlenen sınırlama ve alınan önlemler ile balıkçıdan esirgenmiştir. Balıkçı bireysel ve örgütsel bu olmayan hakkı ihlal ederse yasalara göre suç işleyecektir. Kaçak ve yasak avcılık suçu işlediği için yargılanacaktır.

Maalesef bu mevzuat; kabzımallık sisteminin işleyişi ile uyum sağladığı için balıkçı avladığı mahsul aracılığı ile yoksullaşmıştır. Devlet politikaları karada her olumsuzluk bağlamında afet yasaları ile yetiştirici ve üreticiye kolaylık gösterirken, ilgili bankalar aracılığı ile hibe ve destek verirken; balıkçı bu uygulama ile tanınan koruma kapsamının dışında tutulmuştur.

Sn. Tokalak tam da bu olumsuz koşullarda üyelerinin mağduriyetini giderebilme adına devlet ve özel bankalardan kredi temin edebilmenin koşullarını sağlamıştır. Geri dönmeyen kredilerin kefaretini üstlenmiştir. Üyelerinin zorunlu ihtiyaçlarının (ev, okul, sağlık, avlanma araç vb.) giderilmesine karşın geri ödenmesinde yaşanan sorunlar nedeni ile bankalarda ve mahkemelerde haciz/icra işlemlerine muhatap olmak ve örnek bir kooperatifçilik sergileme adına takdir edilmesi gerekirken hak etmediği ortamlar içinde mücadele etmek zorunda kalmıştır.

Üyesinin av araç ve gereçlerinin temin edilmesinde direkt üretici ve imalatçı ile muhatap olup tedariklerinin birinci elden aracısız temin edebilme koşullarını sağlamıştır. Bu ve benzeri olanakları kooperatif üyelerine yansıtırken, kendisi maalesef diğer benzeri su ürünleri kooperatifleri başta olmak üzere balıkçının ihtiyaçlarının giderilmesi için konuşlanan aracı ve komisyoncu kişi ve kurumların hedef tahtası olmuştur.

Hali hazırda kooperatifin işletme ve tasarrufunda bulunan mücavir alanda Yalova halkına ve kooperatif üye/ailelerine sunduğu getirisi tamamen kooperatif üyelerince eşit olarak paylaşılan kazancın da oluşmasına zemin hazırlamıştır.

Soğuk/sıcak yiyecek/içecek servisi ve kolaylığı da bu alanda hizmet/ticaret yapan kişi ve işletmelerin tepkisine ve o bağlamda şikâyetine neden olmuştur. Bu sorun ilgili bakanlığın düzenleme ve yönetmeliğinden sorumlu kurumuna kadar yansıtılmıştır.

Su Ürünleri Yönetmeliğine göre yakın zamana değin suç olan üyelerinin avladığı balığı tüketiciye doğrudan satış konusunda da yasayı hiçe sayarak Yalova halkının ucuz ve taze palamut, lüfer gibi balıkları sezonunda taze ve ucuz tüketebilmelerine olanak sağlamıştır.

Bu hizmeti, kabzımallık sistemini bay-pas ederek yaptığı için, kabzımalın haksız kazancına mani olmak ve daha da önemlisi sezon zamanı av bolluğunda balıkçının borç para ile avlayabildiği balığın hakkından çalınarak ve tüketiciye fahiş fiyatla yansıtılarak işleyen sisteme rağmen bu pozitif uygulamayı gerçekleştirmiştir. Buna karşın ilgili bakanlığın Teftiş Kurulu’nca yönetmelik ihlali nedeni ile soruşturma geçirmesine neden olmuştur. Hal böyle olmakla beraber soruşturma sonucunda kendisi aklanmıştır.

Sn. Tokalak bu ve daha birçok yasal ihlalleri balıkçının deniz ve balık ile sevdasını bitirmeye çalışan uygulamalara isyan etmenin, baş kaldırmanın aracı olarak görmüştür.  O bu sayede başta Yalova dinamikleri olmak üzere birçok duyarlı kişi ve kurumların konuya dikkatini çekmeyi başarmıştır. Ankara’nın sınırlı sorumlu yönetici ve yetkililerinin konuya makro boyutta bakmasını sağlamıştır.

Bu soruşturma ve benzeri konular Bakanlığın ve ilgili genel müdürlüğün konuyu kooperatif yönetmeliğinin 1380 sayılı yasa bağlamında yeniden ele almasına neden olmuştur.

Bu gün kooperatifler Sn. Tokalak tarafından başlatılan ve bir avuç konuya duyarlı kişi, kurum ve STK ile desteklenen süreçte üyesinin kooperatifi aracılığı ile av vb. mahsulünü işleme, perakende ve toptan pazarda değerlendirme hakkı  kazanmıştır. Kooperatiflerin yerli ve yabancı turizm’e yönelik faaliyet ve hizmetlerden yararlanabilme hakkı kazanmıştır. Kooperatifi ve bölgesi ilgili bakanlıklar tarafından pilot alan uygulaması kapsamına alınması benimsenmiştir. Bu ve benzeri kazanımlar balıkçıya; nafakasını temin ettiği denizlerde iradesi dışında kaçak ve yasak avcılık yapmadan, geçim kaynağına saygı duyarak sahip olma hakkı kazandırmıştır.

25 Temmuz 2014 ülke balıkçılığında önemli bir tarihtir.

Herhangi bir kooperatif birliği ve o birliklerin üst birliğinin katkısı, çabası ve desteği olmaksızın bir yerel balıkçı kooperatifi AB uyum yasaları çerçevesinde belirlenen kıyılarımızda 30 balık (sucul canlı ürün) çıkış noktasından birinin Yalova Belediyesi ile 10 yıllık ortak kullanım hakkına sahip olmuştur. İlgili bakanlıkların finans, etüt/proje ve uygulama koşul ve garantisi içeren anlaşma 25 Temmuz 2014 tarihi itibari ile yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

Sn. Erdal Tokalak ve birkaç duyarlı insanın ısrarlı çabaları sonucunda balıkçılık camiasında hayali bile kurulamayan bu büyük ve anlamlı kazanım ülke balıkçısına hak ettiği kimlik ve sorumluluğu vermenin yolunu açmıştır. Sucul canlı kaynakların sürdürülebilir balıkçılık politikaları ile yürütülmesinin öncelikli olarak balıkçı ve ailelerinin sosyal – ekonomik güvenliğinin ve devamlılığından geçtiği gerçeğine balıkçılığı yönetenlerin dikkatini çekmiştir.

25 Temmuz 2014 balıkçılık tarihine ülke balıkçılığını tasarımlarken “avlayan sensin bu konuda sen ne düşünüyorsun” fikrini dahi  sormaya  yanaşmayanların direncinin kırılışı olarak geçecektir.

25 Temmuz 2014 balıkçılık tarihine sürdürülemez balıkçılık politikaları destek ve uygulamalarından sebeplenenlerin sahneden çekilme sürecinin başlangıcı olarak geçecektir.

Tarih bu sürecin başlamasında emeği geçenleri altın harflerle yazacaktır. Bu sürece iğne ile kuyu kazarak gelinmesini sağlayan deniz, balık ve balıkçı dostlarını minnet ve şükranla anacaktır.

Güzel günler göreceğiz…

Motorları maviliklere süreceğiz… 

Nazım Hikmet RAN

 

*https://issuu.com/azizm/docs/azizmedergieylul2014

Bunu paylaş: