Haziran Hareketi Üzerine*
Birleşik Haziran Hareketi’ne dair çokça yazıldı çizildi. Uzun uzadıya; nedirler, ne değildirler konuşuldu. Eğer bundan sonra bu harekete dair bir şey söylemek gerekiyorsa o da; başarılı olabilmesi için nelere dikkat edilmesi, hangi ilkeleri olmazsa olmazı olarak yükseltmesi gerektiğidir.
‘‘dikkat edilmesi’’ dedik, açalım o halde.
Haziran Hareketi, siyasi örgütlerin, partilerin küçük hesaplarına ve sol içi rekabete kurban edilmemeli. Kendi kendimizi örgütlediğimiz değil, halkın arayışına cevap verdiği bir hareket olmalı.
Bir diğer hayati mesele; saflaşma… Düşmanla el sıkışmış zihniyeti, elinin tersiyle itmeli bu hareket. Zerre müsamaha göstermemeli. Yani saflarında, ne cemaatle el sıkışmış Chp’ciliği barındırmalı, ne de stratejik planlarla Akp ile el sıkışan kürtçülüğü…
Yerelcilik… Mükemmel bir tasavvur(!) Eğer hareketi dağıtmak istiyorsak. BHH’nin derdi eğer dinci faşizmleyse, eğitimde gericileşmeyleyse , savaş çığırtkanlarının sesini soluğunu kesmekse, yerelci olamaz. BHH’nin derdi Akp’yi bu ülkeden kovalamaksa, tüm ülkeyi bir bütün olarak görmeli ve bütün dostlarını bu doğrultuda hareket etmeye ikna etmelidir. Unutulmamalıdır ki bu bir halk hareketidir!
Kesinlikle uzak durulması gereken bir çalışma alanı da, seçimler… Seçimlerin önemsiz olduğu düşündüğümden filan demiyorum bunu, fakat başat düşmanın meşruiyetinin bir kısmını da sandıktan karşıladığı unutulmamalıdır. İşçileri, öğrencileri, halkı ayağa kaldıran bir hareket zaten sandığı önemsizleştirir. Haziranda olduğu gibi…
BHH uyanık olmalı, kemalizm ile Kürt ulusal kurtuluşçuluğu arasına sıkışmamalıdır. BHH hem laikliği, hem de anadilde eğitimi savunmalıdır. İki harekete de göz kırpmak için filan değil, halk aydınlanmacılığın vazgeçilmez parçaları oldukları için.
Ekleyerek devam edecek olursak;
‘‘Akp’yi götürürse cemaat götürür’’ mantığına sahip olanlar, ‘‘Bijî serok Obama’’ diye bağıranların akıl bulanıklığı birbirine denktir ve tehlikelidir. Dikkat edilmelidir. Aydın düşmanlığı tehlikelidir. Dikkat edilmelidir. Pratikçilik tehlikelidir, dikkat edilmelidir. Bu etmenler Haziran Hareketi’nin başarısı için oldukça önemlidir, fakat elbette yeterli değillerdir.
Eğer bir halk hareketinden bahsediyorsak, peşi sıra, asla taviz veremeyeceği, olmazsa olmaz karakteristik özelliklerini sayarak devam etmeliyiz…
Eğer bu halk hareketi Birleşik Haziran Hareketiyse Laiklik denmeli, yurtseverlik, eşitlik, özgürlük denmeli…
Ve işte ancak bu erdemleri, beraberindekilerle, bir bayrak gibi yükseltirse başarıyı anmaya başlar o hareket. 11 ocakta ki ilk eylemle karanlığın üstüne ‘‘laik ve bilimsel eğitim’’ şiarıyla gidilmesi bu açıdan önem taşımaktadır.
Karanlığı yırtmak için 11 Ocak’ta görüşmek üzere…