Bu toprakların 1789’u, 29 Ekim’i, coşkuyla kutluyoruz. Ancak iş kutlamakla, anmakla bitmemeli. İlerici bir hareket olan Cumhuriyeti işlevsizleştiren, içini kemiren ve nihayet onu başkalaşıma, hem de en olmaması gerekene dönüştüren zihniyetlere karşı yepyeni bir solukla, eşitlikçi, Aydınlanmacı, Sosyalist bir Cumhuriyet kurmak uğruna mücadeleye başlamanın tam sırasıdır! Cumhuriyetin bilimsel ve akılcı hamleleri üzerine örgütümüzün en büyük destekçilerinden, Köy Enstitüsü mezunu edebiyatçı Adnan Binyazar’ın makalesini paylaşırken, başta Ulus olmak yurdun dört bir yanında polis terörü karşısında, “Kürtler ve Devrimcilere yapıldığında oh olsun diyen Kemalistlere oh olsun” cümlesini kurabilenlere karşı bir iki cümlemiz olacak. Azizm Sanat Örgütü içinde kendisini kemalist olarak tanımlayanların hiç biri, ölüm orucu eylemleri ve benzeri eylemlere uygulanan şiddete “oh olsun” zihniyetiyle bakmıyor, aksine tepkiyle karşılıyor. Böylesine faşizan eylemlere, hangi taraftan olursa olsun “oh olsun” diyebilenlerden ne devrimci, ne kemalist hiç bir şey olamaz. Olsa olsa gizli faşist olur.
29 Ekim 2012