Değerli oyuncu Serra Yılmaz’ı en son, bir programda türban/başörtüsü için sarfettiği “öcü” sözcüğüyle ve beraberinde dincilerimizin artık klasikleşmiş linç kültürünün hedefi olarak gördük en son. Serra Yılmaz’a karşı “ölüm fetvası”vari söylemleri kınıyoruz. Ama burada bizim ilgimizi çeken nokta biraz daha eskiye, yakın geçmişe uzanıyor. Sayın Yılmaz’ın “öcü” olarak tarif ettiği ve görünce adeta ürktüğünü, korktuğunu söylediği “saçların kapatılma hali” başta olmak üzere dini duyarlılıkların “hoşgörü” perdesiyle ön plana çıktığı Zaman Gazetesi’nin 2006 yılında gerçekleştirdiği seri reklam kampanyalarını seslendirdiğini kimler hatırlıyor acaba? Biri açık biri kapalı (kadının adının olmadığı bu klişe söylemde bile aleni değil mi?) kadının, “kafa kafaya mı geleceğiz” sözü eşliğinde öfkeyle birbirlerine yaklaşmalarının hemen akabinde “kafa kafaya mı vereceğiz” cümlesiyle gülümseyerek bir araya gelmeleri hala hafızalarda. (izlemek için;http://www.youtube.com/watch?v=ef_BLQ6VCms) Reklamdaki ötekileştirici, ayrıştırıcı ton bir kenara Serra Yılmaz’ın böylesine bir reklamı, hem de kendi tabiriyle “öcü”lerin en büyük savunucusu bir gazetenin reklamını seslendirebildiği bir noktadan, adeta varlıklarından ürktüğü bir noktaya nasıl geldiği merak konusu. Serra Yılmaz geçtiğimiz altı yılda “başı kapalı öcüler”in saldırısına mı uğradı bilinmez ancak zamanında “jakoben, elitist, vesayetçi vs.” şeklinde yaftaladığı insanların da ötesine geçtiği bir gerçek. Kendisine geçmiş olsun derken toplumun öncüsü olması beklenen sanatçılarımızın az daha tutarlı ve çok daha “aydın” olması gerekliliğini hatırlatmak istiyoruz. http://www.youtube.com/watch?v=ef_BLQ6VCms