Hoşnutsuzluğum – Cennet Akıncı

Hoşnutsuzluğum*

Defne yaprağından bahsediyordum…Şimdi ise hoşnutsuzluğumun başlangıç tozları, dumanı yerle yeksan ediyor. İnsan bir kere de ‘ah’ olmayagörsün, ismin bile dilden dile dolanıyor. Karanlık bir oda gibi, insanı ne mutlu edebilir ki?

Yalnızlığım mı? Heybeliada mı? Yalnızlığın mı?

Bir şiirde okumuş olmam gerek, kara ve soğuk bir mevsime gireceğini, kışın başladığını yazmıştı. ‘Kış başlıyor’ demişti sevgilim. Bense Heybeliada’nın hoşnutsuzluğundan bahsetmiştim.

Her zaman istemişimdir, hayatıma giren tüm kadınların her şeyin en güzelini hak etmelerini. Sevginin, aşkın, isyanın, mevsimlerin ve hatta hoşnutsuzluğun bile en güzelini. Saçlarındaki beyaz bile en güzeli… En güzel renk değil mi Heybeliada?

Kadınlar sevgilim, Heybeliada gibi değiller mi? Sorsan onlar da severler rüzgârda saçlarını savurmayı ele güne karşı, papatyalara karşı, soran olur mu ki bunu onlara sevgilim?

Aslında kadınlar her şeyi severler. Herkese güzel olan şeylerin dışında kalanları da severler Heybeliada’da.

Hoşnutsuzluğum diyorum tekrar, beni o kadınların yanına götürüyor… Nedensizce içim ısınıyor, gülümsüyorum. Daha bir samimi oluyorum her şeyin en güzelini hak eden kadınlara. Temiz ve ter- temiz kadınlar Heybeliada.

Gözbebeklerim büyüyor adada. Kış başlıyor. Heybeliada’da kış başlıyor. Kadınlara da kış başlıyor. Şiirlere de…

Kadının en güzel beyazı geliyor Heybeliada.

Üzerine hem çiçekli hem dantelli bir elbise giymek kadar kolay ve güzel kışın gelişi.

*https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi97

Bunu paylaş: