Nice’deki gerici saldırı, Atatürk Havaalanı saldırısı ve öncekilerde olduğu gibi saldırıyı 2-3 gün içinde unutacakların “alışmayacağız, sessiz kalmayacağız, hesabını soracağız” haykırışlarıyla anılacak buna ne yazık ki şüphe yok. Asıl can alıcı nokta ise bireylerin kişisel sayfaları ve bireylerin ardında koşan örgütlerin yayın organlarının sanal popülizmin küreselleşmiş sürümleri olan “beğeni alma, paylaşılma, tıklanma” peşinde saldırının görüntülerini arka arkaya paylaşacak olmaları. Bunu yaparak o görüntülere alıştıklarının, saldırının acısından doğması gereken ciddiyeti/hafızayı tükettiklerinin, “terör saldırısında 70 kişi öldü” cümlesinin olağanca korkunçluğunu hafiflettiklerinin farkında değiller. Bu yapılan ölüm pornosudur. Porno estetiği, cinselliği öldürdükten sonra sırasıyla sinemayı ve televizyonu öldürmüştür. Haberciliğin ölüm/şiddet pornosuna dönüştürüldüğü ana akım yayınları biliyoruz ancak muhaliflik adına aynı yönteme başvurulması utanç vericidir. Bu konuya daha sonra dönmek kaydıyla şimdilik estetize edilmiş şiddetin sinemayı nasıl pornografik olarak ele geçirdiğini hatırlayalım;
E-Dergi sayfa 5;