Yitirilenlerin Şarkısı: Ragıp Bey*
Durup dururken ağlıyordum
Bir mevsimin doğum sancılarıyla boğuluyordu yüreğim
Kimdim?
Hangi iklimden geliyordum?
Bitki örtüm, insanlarım neydiler, kimdiler?
Her şey bir anlamsızlığı, kırışan yaprağımın ucuna ataç diye takmamla başladı
Sonra insanları gördüm sokaklarda
Koşuyorlardı, haykırıyorlardı, ağlıyorlardı
Oldukça insandılar
Olamadıkça yoktular
Benim gibi.
Sorarsanız anlatırım biraz daha
Bir yaz akşamı şarap içiyorduk karanfille
Karanfil meyletmiş kırmızıya
Şarapla ödüllendirmiştim kendisini
Yer yer susardı uzaklara dalıp giderdi
Sallanırdı rüzgârda kopacak diye yerinden ödüm kopardı
Biraz daha ısrar etsem konuşurdu
Anlatmaya başlardı karanfil
“yazları güzel olur buralar
Geçen gün bir denizkestanesi vardı şuracıkta
Kızıl saçlı bir kızı seyretti durdu
Gerçek miydi?
Yalan mıydı bilmem
Öyle güzel baktı ki
Sonra birilerinin ayağına battı
O olsun isterdi
Olmadı sonra ne oldu bilmem”
Sonra susar koşan bir çocuğu hayaletmiş gibi izlerdi
Kalkardım maziden, biraz yürümeye koyulurdum
Bir şeyler oluyordu
İnsanlara bakardım kaçırmıyorlardı hiçbir şeyi
Ağaçlar da öyle, kediler de
Yavaşlardım bir yıldıza tutunup sigara yakardım
Ağlamak gelirdi içimden
Kaçırdıklarıma ağlardım
Neyi kaçırdım diye durmadan düşünür
Bulamadığıma ağlardım
Tekirin biri yaklaşır bacaklarıma sürtünürdü
“Yaşamı Ragıp Bey”, derdi
Sonra kadının biri yaklaşır ateş ister
“Yaşamı Ragıp Bey”, derdi
Yürürken bir taşa takılırım
“Yaşamı Ragıp Bey”, derdi
Bir güzeli derdim içimden
Çocuğun biri topuyla koşa koşa gelir
“işte yaşamı Ragıp Bey”, derdi
Sigarayı yere atar üstüne basardım
Ağaçlar, kuşlar, insanlar, taşlar, yağmurlar, yıldızlar:
“Yetmedi mi Ragıp Bey?”