Plastik: karbon (C), hidrojen (H), oksijen (O), azot (N) ve diğer organik ya da inorganik elementlerin oluşturduğu monomer adı verilen; basit yapıdaki moleküllü gruplardaki bağın koparılarak polimer adı verilen uzun ve zincirli bir yapıya dönüştürülmesi ile elde edilen malzemelere verilen isim.
Estetik: Güzelliği ve güzelliğin insan belleğindeki ve duygularındaki etkilerini konu olarak ele alan felsefe kolu, güzel duyu.
Mimari: Belirli ölçü ve kurallara göre yapılar yapma sanatı.
Anıtkabir: Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün mezarının bulunduğu anıtsal yapı.
Çocuk parkı: Çocukların oynaması için tasarlanmış oyun alanı.
Birbirinden farklı bu beş kelimenin kol kola yürüyebilmesini sağlayan kelime ise “postmodernizm”.
Plastiğin mucidi Alexander Parkes ile Anıtkabir mimarları Prof Dr. Emin Onat, Prof. Dr. Orhan Arda’yı ve çok zorlarsak Hegel ile ilk çocuk parkını tasarlayan Charles Wicksteed’i (Google’ın yalancısıyım) bir araya getiren postmodernizme selam olsun (!)
Şimdi şu görüntüyü hangi açıdan ele alıp eleştirmeliyim?
İkinci Ulusal Mimarlık Akımının (ulusal kelimesini kullandığım için liberaller yazının devamını okumayabilir) önemli eserlerinden birinin yanına hiçbir estetik kaygı gözetmeksizin alakasız bir oluşumun yapılabilmesini mi, bu oluşumun bir çocuk parkı olmasını mı, yahut çocuk parkı yapılırken malzeme olarak plastiğin seçilmesini mi eleştirmeliyim?
Anıt mezarın yanına çocuk parkı inşa etmenin akıl dışılığını mı, yoksa bu anıt mezarın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün (şeriatçılar bundan sonrasını okumayabilir) naaşının yer aldığı Anıtkabir olmasını mı eleştirmeliyim?
Betondan kentlerin içinde çocuklara gerçek yaşam alanı sunamayıp bunu rengârenk plastik parklarla telafi etmeye çalışan şehircilik politikalarını mı, yoksa çocuğun etrafındaki uyarıcılara karşı en açık olduğu dönemde estetik zevkinin bu çirkin plastik yığınlarla kirletilmesini mi eleştirmeliyim?
Dünyayı ele geçiren ve onu dev bir çöplüğe çeviren plastiğin ekosistemi altüst eden bozuculuğunu mu yoksa plastiğin insan ve özellikle çocukların sağlığına etkilerini mi eleştirmeliyim?
O halde “Postmodernizm, modernizasyon süreci tamamlandığında ve doğa bir daha geri gelmemek üzere gittiğinde sahip olduğunuz şeydir.”[1] diyen Frederic Jameson’a selam olsun.
Gülbike Yıldırım
[1] Frederic Jameson – Postmodernizm; ya da Geç Dönem Kapitalizminin Kültürel Mantığı