Kısıtlamalar*
Kısıtlamalar arasından bir bir öne çıkan her belirsizlik seni bana biraz daha yaklaştırdı. Soracak çok şeyin olmasına rağmen suskunluğunda haykırdın bana olan sevgini. Düştüğüm yollardan geri dönmemi beklerken ben sözümden döndüm tüm dost bildiklerimi karşıma alarak. Bak nasıl da geçiyor zaman. Düne kadar bugünün kıymetini bilmeden yaşarken dünde kalanlara kadeh kaldırışımızın bir anlamı olmalı. Sürekli olarak süreksizliğe yenilen tutkumuzun altında ezilip sitemkâr yaklaşımlarla dokundum bedenine. Mudanya’nın kışını özlediğini söyledin bana. Bende sana hiçbir fikrim olmadığını. Kışlar belki zor geçer ama yazlara yazacak çok şey sığdıramıyorum. Bekle beni dediğinde sakallarımda beyaz yoktu seni bekledim ama sen saçları kırlaşmış beni kabul edemedin. Kabullenmelerin zorluğu ikimizi de zorlarken ailesel daralmalar içinde kendimize kaçış yolları aradık. Bir minibüse sığdırabilirdik sistem dışı hayallerimizi. Çok zorlama olmasından çekindiğimiz tüm devrimci tavırlarımızı sevişerek güçlendirdik. Kısıtlandığını hissettiğin anda gidebilirsin dediğim anda arkanı döndün ve gittin. Belirsizliklerde buluşan bedenimiz kısıtlı anların özlemine vuruldu. Yürüdüğün yol yol değil deyişindeki kıskançlık bacaklarımın titrekliğine verilen bir övgü gibiydi.