İlk olarak 1962 yılında yayımlanan Otomatik Portakal, Alex başta olmak üzere dört farklı karakteri anlatan distopik nitelikli bir kitaptır. Baskıcı yönetime karşı duran dört kişilik bir sokak çetesinin başı olan ve şehrin korkusu hale gelen arkadaş grubunun işledikleri suçların ayrıntılı anlatımından sonra olay örgüsünün tamamen farklı bir hal aldığı ve Burgess’in çekinmeden kullandığı tuhaf üslubu göze çarpmakta. Polisler tarafından yakalanan Alex, topluma geri kazandırma adı altındaki deney sonucu aldığı fiziksel acıların ve değişen ruh halinin akabinde yeniden insanlar arasına tamamen farklı bir boyutta katılmakta. Çağın toplumsal analizini, şiddete eğilimli bir karakterle inceleyen yazar, türünde eşine az rastlanır tasvir örnekleri ile birlikte makineleşen dünya, yönetim arsızlığı, dünya düzeni, Alex’in başeğmezliği ve çocukluktan gençliğe geçiş karmaşasını oldukça ustaca kurgulamakta. Günümüzün toplumsal yapısına da ışık tutan eserin, Stanley Kubrick tarafından 1971 yılında aynı isimle beyaz perdede yer alması Burgess ve Otomatik Portakalı daha çekici hale getirmiştir. Kurgusuyla kitaptan oldukça farklı olan film, sinematografik açıdan (tarafımızca) üstün bir başarıya sahiptir.
Benzersiz bir distopya örneği olan Otomatik Portakal gerçeküstü olayların dışında, abartılı anlatımı ile eseri diğer distopik eserlerden ayırarak dikkat çekici bir konuma getirmektedir.
İş Bankası Kültür Yayınları’ndan -Modern Klasikler Dizisi- Dost Körpe çevirisiyle çıkan kitap, 25. baskısıyla raflarda yerini almakta.
Cennet Akıncı