Alternatif ve Aktivist Yeni Medya – İlkay Sevgi

Alternatif ve Aktivist Yeni Medya*

Alternatif ve Aktivist Yeni Medya, tüm dünyadaki aktivistlerin, sanatçıların ve yurttaş gruplarının oluşturduğu KENDİNYAP (DIY- Do it yourself) bilgi sistemlerini ve içeriklerini paylaşmak ve diğer taraftan egemen medya kültürüne cevap vermek, karşı koymak ya da direnmek, alternatif veya marjinal görüşler sunmak, görünürlük ve güç kazanmak için yeni medya ve bilgi teknolojilerini kullanma yollarına zengin ve genel bir bakış sağlıyor.  Günümüzde, bilginin, içeriğin ve sistemin ele geçirilmesinin, seçilmesinin ve yıkılmasının canlı ve mücadeleci döngüsü; ana-akım  “merkez” ve interaktif, katılımcı medya kültürünün “uçları” arasındaki ilişkiyi göstermektedir. –

Kültür, sadece bir zümre için yeniden oluşturulup kullanılıyorsa, toplumun yenilenen yapılarını karşılamıyorsa, kültür bozumu kaçınılmazdır. Bilgi herkesin erişimine açık, bilgi teknolojileri serbest kullanıma uygun olmalıdır. Hackerlar, tüm hukuksal tedbirlere ve polis gücüne karşın bu ideallerden taviz vermeden bilginin ve bilgi teknolojilerinin erişebilirliği ideali için tüm ustalıklarını kullanırlar. Kültür bozumcularının marka algısına karşı düzenlediği gece yarısı seferleri, hackerların bilgiyi sahibine iade etmek, patent ve telif haklarıyla bilgi teknolojilerinin pahalanmasına engel olmak için yorulmak bilmeyen bilgisayar başı mesaileri, sosyal hareketlerle günışığına çıkıyor ve harekete geçirmenin şifreleri çözülüyor. Alternatif ve Aktivist Medya; Castells’in kimlik, küresel ağlar ve yeni sosyal hareketler üzerine belirleyici çalışmasından, yeni yapıların küresel adalet gibi geniş ölçekli, esnek bir biçimde organize olan, merkezi yapılandırmayı dağıtan, ulus-aşırı Sosyal Hareketlerine kadar uzanıyor. Sosyal hareketler üzerine yakın dönem literatürünü tarayan elinizdeki kitap, sistemin buyurgan doğasına gür bir ses yükseltiyor. Mücadele, sanal dünyadan mahkeme salonlarına, ilan tahtalarından pankartlara ve festival tadında sokaklara taşıyor. Hiçbir adım boşa atılmıyor. Kişisel bilgisayarlardan, serbestçe kullanabildiğimiz programlara kadar bilginin akışını bu harekete borçluyuz. Sosyal medya sadece tanışma ve sohbet alanı değildir, sosyal medya kesintisiz iletişim için kurulan baş döndürücü bir ağdır ve artık hiç kimse uzağımızda değildir. İletişim teknolojileri, eğer gerçekten aktaracak idealiniz, önemli bir sözünüz varsa, eşi bulunmaz bir yardımcı ve destektir. Wikipedia, kollarına taktıkları besleyici atıştırmalıklarla dolu sepetleriyle insanların dinamik bir şekilde yollarında gezindiği havada kurulmuş kentler gibidir. Wikipedia, tüm dünyanın bilgisini toplamaya ilişkin antik hayalin sanal ortamda somutlaşmasıdır. Merakın kaynağı olan Wikipedia’nın nasıl geliştiğini: kullanışlı bir ansiklopedinin, herkesin yazı yazmasına ve düzeltmesine izin verilerek yaratılabileceği ana fikriyle bilginin patronlarına nasıl kafa tuttuğunu da bu kitapta detaylı bir şekilde bulabilirsiniz – absürd ve olağandışı görünüyor fakat bu gerçekleşmesine ve bilgi kaynağı olarak kalıcı bir yer bulmasına engel olmadı-. Wikipedia’ya güvenebilir miyiz, akademik çalışmalarda referans verilebilir mi gibi sorulardan küreselleşme karşıtlarının ne istediğine, hacker kültüründen küresel adalete kadar son dönemin vurucu tartışmalarını ortaya koyup aydınlatan kitap, ütopyaların nasıl gerçeğe dönüşebildiğini gösteriyor.

Çünkü bilgi dizginlenemez, kültür yönetilemez ancak onlara eşlik ederek geleceğe uzanabiliriz. Geçmişteki güçlerine tutunmak için geleceğimizi alıkoymaya çalışanlara zaman, en güzel cevabı veriyor. Bilgi teknolojileri, halkın savunucularıyla birlikte baş döndürücü bir hızla ilerliyor. İlerlemenin, harekete geçmenin şifreleri çözülüyor çünkü belirli bir yön belirlemeden bir araya gelmek sadece kalabalık olur. Mobilizasyon, sadece kaynakları (insanlar, zaman, fonlar, teknoloji, mekân) bir araya getirmek değil, ortaklaşa aktivitelerle kendisini gösteren bir aidiyet hissi yaratmak, dayanışma oluşturmak ve kolektif bir kimlik ortaya çıkarmaktır. Aslında bu hareket yüzlerce yıllık tutkunun, küresel adaletin izlerini sürüyor. Gösteriş ve tüketim kültürüne karşı hareketin merkezi aktörleri olarak öğrencilerin rolünden, öğrenci ayaklanmasının ilk kıvılcımı Nanterre’e kadar sosyal hareketlerin tarihi dinamiğini bu kitapla hissetmek ve anlamak mümkün.  Çevresel sorumluluk, sosyal adalet, halkın uluslararası karar mekanizmalarına direk etki edebilmesi gibi ideallere yeni medya sistemleri ne katabilir? Tüm kuralları baştan yazabilir mi? Öfkenin yerini zekâ ve espri aldığında, bu akım büyük sermayenin bile bakışını esnetebilir mi? Bu boyutta bir iletişime katılmak, güç zorbalığından daha cazip gelebilir mi? Gerçek çatışma hakikaten sınıflar üzerinde değil, kültür ve bilgi üzerinde mi yaşanıyor? Tüm bu soruların cevabını ve çok daha fazlasını elinizdeki kitapta, macera tadında bir solukta okurken, son yılların akademik araştırmalarını da takip edecek, ideallerin yeni bulduğu su yatağında kendinizi berrak, net ve duru bir şekilde bilginin güvenli akışında hissedeceksiniz. Yalnızlık duygunuz da yavaş yavaş sizi bırakıp gidecek. İsimlerini bilmesek de bizim için zekice, cesurca, heyecanla, akılla uğraşanlar var. Hadi onlara katılalım.

Kafka Yayınları’ndan çıkan, Leah A. Lievrouw’un yazdığı Alternatif ve Aktivist Yeni Medya, Alternatif Medya serisinin bir parçası. Seri editörleri Barış Çoban ve Bora Ataman, bu seriyi üretirken ki amaç ve niyetlerini şu şekilde dile getiriyor:

“Küreyerel ağlar içinde çağdaş işgal ve direniş hareketlerinin özel bir yeri vardır. Her şeyden önce sermayenin sultası altındaki ‘Küreselleşme’ kavramının kâr ve çıkar odaklı içeriğini, gezegen ve üstündeki tüm canlıların evrensel hakları perspektifiyle karşı- layarak, alternatif bir küreselleşme anlayışına olağanüstü bir katkıda bulundukları için… Tüm yerel farklılıklarına rağmen ağ toplumunda alternatif bir küreselleşmeyi inşa etmenin, dolayısıyla daha iyi bir dünyayı kurmanın mümkün olduğunu dünyanın farklı coğrafyalarında irili ufaklı örneklerle gösterdikleri, kanıtladıkları için… Bununla birlikte çağdaş toplumsal hareketleri incelemeye adanmış akademik çalışmalar da aynı ağlar içinde birbirlerinden beslenmekte, etkileşim içinde birbirlerini geliştirmektedir. Böylece söz konusu ağlar disiplinler arası bir sosyal bilimler alanının sadece mümkün değil, aynı zamanda içinde yaşadığımız dünyayı anlamak ve değiştirmek için de zorunlu olduğunu gösterir. Bu bağlamda ‘Alternatif Medya ve Toplumsal Hareketler’ serisi, farklı disiplinlerden gelen araştırmacıların buluşacağı medya ve direniş odaklı bir platform olarak tasarlanmıştır. Ancak editörler olarak son birkaç yıldır üzerinde çalıştığımız bu tasarının hayata geçmesini, 2013 Haziranı’nda Gezi Direnişi’nin Türkiye’de yarattığı dipten gelen dalganın akademik ve popüler dünya üzerindeki sarsıcı etkisine borçluyuz. Umuyoruz ki serimiz, başta genç araştırmacılar olmak üzere, alternatif, radikal, aktivist, yurttaş, muhalif, vb. ön-eklerle anılan medya araştırmalarına ilgi duyan herkesin ilgisini çekecektir.”

Gelecek ay Türkiye’de aktivist sanat örneklerine değineceğimiz bir yazı ile yine sizlerle olacağız. Yunanistan, onlarca yıl süren aktivist hareketleriyle tüm dünyadaki muhafazakâr akımlara karşı sosyalleşme ve adalet yönünden duyarlı bir hükümet oluşturmayı başardı. Alternatif ve aktivist medya kitabında, Avrupa ve Amerika aktivist hareketlerin farklılıklarına da yer veriliyor. Türkiye olarak Gezi hareketi ve son on beş yılın aktivist sanat hareketleri ile çağdaş anlamda bir kolektivizm yaratmayı başarabileceğimizi ve doğuya özel içe kapanıklığı ve kabullenmeyi aşabileceğimizi gösterdik. Daha detaylı örnekleri Azizm Sanat sayfalarında incelemeye devam edeceğiz.

*https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi109

Bunu paylaş: