“Atatürk’ün Yüzleri” isimli fotoğraf projem aslen Mustafa Kemal Atatürk’ün temsillerinin bir tipolojisi olduğu kadar, Türkiye toplumunun da bir tipolojisi olma hedefini taşıyor. Türkiye’de Atatürk imgesini ve ismini her yerde görebilir ve duyabilirsiniz. Portresi her devlet dairesinde, banknot üzerinde, esnaf dükkânlarında, hatta evlerdedir. Kemalist kelimesi adeta diğer tüm ideolojilerin ancak onun altında mümkün kılındığı bir şemsiye terimdir. Türkiye’deki bütün bu Atatürk imgesi bolluğuna rağmen Batı ülkelerinde Atatürk’ün suretinin pek de bilinmiyor oluşu ilgimi çeken ilk şey oldu. Bu, Türkiye hakkında Batı’da, özellikle de kitle medya araçlarında üretilen bilginin de aslında çok eksik ve umarsız oluşunu fark etmemle birleşince Atatürk imgesini Türkiye toplumuna daha yakından bakmanın bir yolu olarak seçmeye karar verdim. Atatürk burada bazen devrim, bazen ilerleme, bazen değişim, bazen eşitlik, bazen sağduyu, bazen milliyetçilik, bazen demokrasiyle eş anlamlı sayılıyor, bu neredeyse siyasi bir projeyi de geçmiş bir durumda. Türkiye insanlarını, belleğini ve günlük hayatı belirleyen bir şey aynı zamanda. Türkiye’de geçirdiğim bir yıl boyunca bu durumu düşünmeye ve kafamda tartmaya çok zaman ayırdım. Bu projenin Türkiye’nin pek çok yüzünden sadece bir tanesini gösterdiğini söylemeliyim. Aramızdaki iletişim problemine rağmen bana evlerini, dükkanlarını açan misafirperver insanlar, yüzlerce Atatürk portresiyle ve yine yüzlerce bardak çayla birleşince ortaya işte burada size göstermeye