To The Deity / Tanrı’ya*
A storm may gather fore the orb of day
And seem to threaten ruin to the plain;
The sun sends hope upon a goklen ray
To write upon its edge ” I’ll shine again.”
The night striding towards the reddening west
Steps to the earth and spreads her hideous vest;
Beneath its weight man pauses in his will,
And crouches at the dark-rohed phantom’s feet:
But soon the veil is raised; the russet hill
Begins to smile, the song of birds to greet
The nymph, who, running fore the weary wain.
Cries from the mountains top” He’ll shine again.”
So on grief’s thick’ning clouds, despair’s fell night, there breaks
God’s promise, and our soul secure and smiling wakes.
***
Bir fırtına büzdürebilir ön tarafını sabah yıldızının
Ve görünür tehditi ovanın mahvoluşunun
Güneş umut dağıtır üzerinde altın bir ışının
Eşiğine “tekrar parlayacağım” yazmak için.
Gece aşıyor kızaran batıya doğru
Adımlıyor yeryüzünü ve yayıyor biçimsiz giysisine
Onun ağırlığı altında tereddüt eder erkek iradesinde
Ve büzülür yanında siyah giymiş hayaletin ayakları
Ama çok geçmeden duvak yükseldi; kızıl kahverengi tepede:
Gülümsemeye başladı, selamlaşan kuşların şarkısı
Yorgun arabanın önüne koşan peri
Ağlar dağların tepesinde “O tekrar parlayacak”
Çok geçmeden keder bulutlarda yoğunlaştı, çaresizlik geceye çökü, cayıldı
Tanrı’nın sözünden, ve ruhumuz güvende ve gülümseyerek uyandı.
* The Fall of the Angels: A Sacred Poem (1821)
** 19. yüzyıl İngiliz romantik şairlerinden John William Polidori, bu şiiri yazdığı yıl intihar etmiştir. Fantastik edebiyatta vampir kültünün yaratıcılarından biri olan Polidori’nin bu şiiri, teması nedeniyle tarihsel bir düzlemde ele alınmalı ve şiire okuyucusuna sunduğu estetik haz gibi kavramların üzerinde tarihsel bir önem addedilmelidir. Zira İngiliz muhafazakârlığının karakterize olduğu 19. yüzyıl’ın siyasal, toplumsal ve kültürel atmosferi, İngiliz burjuva ve aristokratlarına yapışan sahte bir mutaassıplığın yanında -belki de buna tepki olarak- dinsel olan her şeyin altını oyan bir pozitivizmi ve dolayısıyla bilimsel gelişmeleri de getirmiştir. Charles Darwin, Charles Lyell, Thomas Henry Huxley, Thomas Malthus ve William Jackson Hooker gibi önemli adların bilimsel eserlerini ortaya koyduğu bu yüzyılda bilimsel gelişmelerin ışığında sistemli bir şekilde din ve kilise sorgulanmış ve “aklını kullanma cesaretine sahip ol” ilkesi toplumun tüm kesimlerini etkiler hale gelmiştir. Bu şiir ise çağdaşlarının gerisinde kalmış, şöhret olamamış ve yaptığı edebiyatla toplumdan kopuk görece “başarısız” bir şairin bile bu tartışmaların -en azından- felsefi ve dini izdüşümünden payını aldığını gösterir niteliktedir.
Çeviren ve Yayına Hazırlayan: Emre Doğan
***
Resim: John William Polidori Portresi – F. G. Gainsford