“Oysa çok kısa bir süre önce yalnızca birkaç yüz gırtlaktan yükselen çığlıkta yüreklere korku salan bir güç yatıyordu! Neden gerçekten önemli sorunlar söz konusu olduğunda böyle haykıramıyorlardı?”
Mevcudiyetinin ve meşruiyetinin ne zamandan beri sürdüğü ve bunun kimler tarafından verildiği bilinmeyen bir partinin her şeyi gözleyen, kontrol altında tutan ve tahakküm sınırlarını vatandaşlarının evlerin içine kadar genişleten bir karabasan hikâyesi 1984. Biat kültürünü ve sorgusuz sadakati, yöneticilerin iktidar hırsını yerden yere vuran, Partinin “Savaş barıştır, özgürlük köleliktir, cahillik güçtür.” sloganıyla okuru tepe taklak eden, bir Okyanusya yurttaşıymışızçasına bunalmışlık hissi veren bir anlatı.
Distopyalarda kurguya verilen ağırlıktan kaynaklanan dilin kuruluğu ve sıradanlığı, George Orwell’in 1984’ü için de geçerli fakat Celâl Üster’in başarılı çevirisi gözardı edilemez bir gerçek. Bunun yanısıra çevirmenin kitabın önsözünde bize, kitaba dair verdiği içeriksel bilgi şüphesiz gereksiz bir ayrıntı.
“Tüm zamanların kitabı” olarak tanımlanan bu kitap aslında tam da bu zamanların kitabı.
Tuba Nur Beyret