Töre cinayetleri, sayısız kadının ve beraberinde ailenin yıkımına yol açan, bölgemizin gerici geleneklerinden yalnızca biri. Çoğunluk tarafından bilinir olmasına karşın, zaman zaman nükseden duyarlılıklar ve farkındalıklar dışında yokmuşçasına davranılan bu yüzden “tabu” benzetmesini rahatlıkla yapabileceğimiz yıkıcı sorunların başında geliyor. Töre başlığı altında cinayetlere alışan kitlelerimizin duyarlılığı ise, ne acıdır ki, alışmadıkları dozda vahşetle karşı karşıya kalınca su yüzüne çıkıyor. 2004 yılında henüz 22 yaşındayken, bir değil birçok kez öldürülen, Güldünya Tören’in yaşamını yitirişi, töre cinayetlerine karşı toplum bilincinin yükselmesini sağlamış, o dönem kimi sanatçılar Güldünya adını simgeleştirmeye girişmişlerdir. Müzik sahasına 2001 yılında, elektro-pop bir sesle adım atan ancak takip eden yıllarda rock türüne geçiş yaparak hatırı sayılı bir başarı yakalayan Aylin Aslım, 2005 çıkışlı albümü Gülyabani’de yer alan Güldünya parçasıyla, töre tabusuna dolaysızca hücum ederek bu konuda öncü olmuştur. Güldünya’yı simgeleştiren ve ölümsüzleştiren bu parça için çekilen videonun ülkemiz kanallarında asla yayınlanmamış olması, videonun halen hiçbir yerde bulunamıyor oluşuyla birleştiğinde Güldünyalara tahmin ettiğimizden daha fazla borçlu olduğumuzu hissettiriyor. Not düşmeden geçemeyeceğimiz bir an ise, dönemin bilindik müzik kanalı “Bir Numara/Number One”da sunuculuk yapan Berrak Tüzünataç’ın, Güldünya sansürünü “müzik bu gibi hassas konulara eğilmemeli” gibisinden bir yorum ile savunmuş olması. Güldünya’nın feodal gericilik tarafından belirlenen kaderinin bu dünyada yeri olamayacağını hatırlayarak töre cinayetleri sorunsalını ve Güldünya simgesini güncelleştirerek kalıcı bir hale ulaştırmalıyız.