20.yüzyılın en büyük facialarından biri olan ve hala etkisinin devam ettiğini bildiğimiz Çernobil’i konu alan yaklaşık on yılda tamamlandığı belirtilen, Darragh McKeon’un kaleme aldığı roman, Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor, modernizmi eleştiren Marshall Berhman’ın eseri ile aynı adı taşıyor.
Dokuz yaşında bir çocuk olan Yevgeni ile 1986 Nisanında başlayıp, faciayı olanca ‘masum’ haliyle halka naklettirilirken bu felaketin ortasında kalmış, sisteme direnen insanların hikâyesi ile 2011 Nisanında son bulmakta. Rejime direnenlerin acı sonunu, patlamanın insan bedenine ve zihnine olan sert etkisini oldukça açık, sert ve ürpertici bir üslup ile anlatan yazar aynı zamanda haklın bozulmuş psikolojisini de anlatmakta.
Santralde meydana gelen patlama sonucu bir devrin bitişine ve 1986 Nisanı sabahına şahitlik eden insanların hikâyesi olan ve kitaba adını veren “Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor” söylemi bilindiği üzere Komünist Manifesto’ya, Karl Marx ve Friedrich Engels’e dayanıyor.
‘’Katı olan her şey buharlaşıyor, kutsal olan ne varsa kirletiliyor ve en sonunda insan makul akılla, yaşamdaki asıl koşullarıyla ve kendi türüyle ilişkileriyle yüzleşmek zorunda kalıyor.’’
İnsanların geri dönmemek üzere akıl almaz bir hızla Pripyat’tan çıkartılması ve sonrasında malum olan etrafı temizleme ve normale döndürme çalışmalarını, bir felaketin hikâyesini anlatıyor Darragh McKeon…
Çarpıcı bir dil ile yazılan eser, Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor, Doğan Kitap basımı ve Özlem Yüksel çevirisiyle yayımlanmakta.
‘’Çocuklar ölü doğuyor. Sovyetler Birliği çöküyor. Katı olan her şey buharlaşıyor’’
Cennet Akıncı
