Üstün sonarlarının bedelini savaşarak ödeyenler: Askeri yunuslar
Makai’in anısına saygıyla…
İnanması belki güç ama kimi deniz memelileri 1960’lardan beri, savaşta görev yapmak üzere eğitiliyorlar. 11 Nisan’da, San Diego’daki (ABD) Uzay ve Deniz Kuvvetleri Savaş Sistemleri Komuta Merkezi’nde (SPAWAR) yaşamına son verildiği açıklanan 46 yaşındaki erkek yunus Makai onlardan biriydi. Yaşlılığa bağlı hastalıklarının bir süredir kritik düzeyde seyrettiği söylenen Makai’nin barışçıl ve insancıl yöntemle öldürüldüğü belirtildi. Amerikan Deniz Kuvvetleri, Irak’ta görev yapmış en ünlü emekli askerlerden olduğu belirtilen Makai’nin, Deniz Kuvvetleri Deniz Memelileri Programı’nın (NMMP) çok sevilen, çok iş başarmış bir üyesi olduğunu, özgür hemcinslerine göre en az 2 kat daha yaşamış bir Amerikan kahramanı olduğunu da belirtti.
Makai 1974’te canlı olarak yakalandıktan sonra eğitim görmüş. 11 Eylül sonrasında, 2003’te Ebedi Özgürlük isimli operasyon kapsamında yapılan Irak işgali sırasında Basra Körfezi’nde görev yapmış. NMMP kapsamında halen 85 afalina türü yunusun (gösteri merkezlerinde de en sık görülen bu tür şişeburunlu olarak da biliniyor) ve 55 Kaliforniya denizaslanını sualtındaki mayınları ve dalgıçları tespit etmek için eğitildiği belirtiliyor. Söz konusu operasyon kapsamında Bahreyn’de denizaslanları da kullanılmış. Programa başından beri yüklü destek sağlayan Pentagon’un yıllık desteğinin 14 milyon dolar olduğu söyleniyor.
Deniz memelileri ne zamandır ABD donanması için eğitiliyor?
ABD bu programa 1960’ta, hızlarıyla bilinen yunusları biyomekanik yönden incelemek ve hızlı torpidolar yapabilmek amacıyla başlamış ancak kısa sürede yunusların üstün sonarları nedeniyle savaş açısından çok değerli olduklarına karar verilerek gizli askeri eğitime odaklanılmış.
İlk önce yarasalarda, 1956’da da dişli balinalarda keşfedilen sonar sistemi nedeniyle yunuslar özellikle o dönemlerde, ancak Makai ile ilgili haberde deniz kuvvetlerinin eğitiminde hala yer aldıkları bilgisinden de anlaşılacağı üzere halen, en yüksek teknolojiye sahip insan yapımı sonar sistemlerinden üstün.
Bizler gibi karada yaşayan memeliler beslenmek, sosyal bağ kurmak gibi bir çok yaşamsal etkinlik için görme duyusuna dayalı bir yaşam sürerler. Yunus ve balinalar ise güneş ışığının yok denecek kadar az olduğu derinliklerde, bulanık sularda başarıyla yaşayabilmelerini çok gelişmiş olan işitme duyularına borçludurlar.
Yunuslar diğer dişli balinalar gibi yüksek frekansta ses üretip çevrelerine yayarlar. Bu yüksek frekanslı seslerin objelerden yansıyıp geri gelen yankılarını toplayıp beyinlerinde değerlendirerek çevreleri hakkında bilgi sahibi olurlar. “Yankı yardımıyla yön bulam/ekolokasyon denilen bu sonar sistem sayesinde yunuslar metrelerce uzaklarındaki cisimlerin büyüklüğünü, şeklini, hızını, yerini hatta yoğunluklarını tespit edebilirler. Avlanırken ve tehlikelerden korunmak için yunuslar bu olağanüstü sonar sistemlerinden yararlanırlar.
Yunuslar ve onlar kadar sık olmasa da beyaz balina, katil balina gibi türler işte böyle kapsamlı ve etkin bir sonar sistemden yararlanmak isteyen deniz kuvvetlerinin deneylerine, eğitimlerine maruz kalmış, askeri görevlerde kullanılmış, çoğunlukla özgür bir hayat sonrası yakalanarak uzun, tutsak bir yaşam sonrası ölmüşler.
Yunuslar, özellikle Afalina türü, zekaları, eğitime karşılık vermeleri, güvenilir olmaları ve sonarları nedeniyle deniz kuvvetleri tarafından askeri eğitim görmüş. Sualtında gömülü mayınları diğer maddelerden ayırarak bulmaları, donanmaların açık deniz kadar etkin tarayamadığı sığ ve bulanık sulardaki başarıları, bu eğitimde kullanılma nedenlerinin yalnız birkaçı. Yunuslar, sualtındaki düşman dalgıçları tespit etmek ve donanma için türlü nedenlerle önemli limanları koruma, kaybolan askerleri kurtarma, köpekler gibi kimi felaketlerde arama-kurtarma çalışmalarına yardımcı olma gibi daha pek çok görevde kullanılmışlar.
Denizaslanlarının sonar sistemi yok ancak onlar da özellikle sualtındaki müthiş işitme yetenekleri ve neredeyse tümüyle karanlık sularda görebilmeleri nedeniyle kullanılmış. Denizaslanları ayrıca batan cisimleri sualtında bulup eğitmenlere getirme, düşman dalgıçların yerini tespit etme ve hatta üzerlerine hareketlerini önleyecek cihazlar takarak hızla kaçma gibi görevler için de eğitilmişler.
Deniz memelileri hangi şartlarda eğitim almış?
Tahmin edilebileceği gibi bu eğitimler sırasında deniz memelileri, özgür hemcinslerinden çok farklı, tepki gösterilmemesi imkansız bir yaşam sürüyorlar. En başta hem yakalanan yunus hem de geride kalan sosyal grubun bireyleri için pek çok açıdan ciddi olumsuzluk içeren canlı yakalama ile özgürlüklerinden koparılmaları vahşeti var. Eğitmenlerinin komutlarını yerine getirme nedenleri de elbette açlıkla terbiye edilmeleri. İddialara göre görev sırasında beslenmelerini önlemek için yunuslara ağız kafesi dahi takılmış. Askeri yunuslar, canlı yakalanmaları sırasında ve solunum yollarına bağlı hastalıklar, toksik şok, bakteriyal enfeksiyon sonrası zatürre olmaları gibi çeşitli nedenlerle hastalanmış, ölmüşler. Farklı noktalar arasında sık sık yolculuk etmelerinin de sağlıklarını olumsuz yönde etkilediği biliniyor. Yunusların doğdukları, eğitim aldıkları sulardan 10 dereceye kadar daha soğuk sularda görevlendirildikleri de olmuş. Bu görev öncesinde, derileri altındaki yağ tabakalarının kalınlaşması için her gün birkaç saat soğuk suda tutuldukları da belirtiliyor.
ABD deniz kuvvetlerinin deniz memelilerine askeri eğitim verdiği, 1990’ların başına dek gizlenmiş. Ancak duyumlar, gözlemler nedeniyle bu eğitimlerden haberdar olan, bu programın sona ermesini isteyen eylemler de yapılmış. 1989’da 15 hayvan hakları grubu, Washington eyaletindeki (Bangor) nükleer denizaltı üssünü korumak için Kaliforniya’dan, suları çok daha soğuk olan bu noktaya getirilen yunuslar için ABD deniz kuvvetlerini mahkemeye vermiş. En ilginç eylemlerden birini de, yunusların sıcak sulardan soğuk suya götürülmesine karşı olarak “Yunuslar için örüyoruz/Knitting for dolphin” isimli grup yapmış.
Tüm bunlara rağmen donanma yetkilileri her fırsatta, en son Makai’nin ölümünde olduğu gibi askeri yunusların hayatta kalma başarılarının çok yüksek olduğunu (%95-97) açıklamış. Hatta bir dönem bu oranın -140 yunus açısından- 1,5 yıl için %100’e çıktığı da iddia edilmiş oysa böylesi korkunç bir eğitim gören tutsak yunusların uzun yaşaması sağlıklı olmaları anlamına gelmiyor elbette.
Donanma için deniz memelilerini eğiten diğer ülkeler hangisi?
ABD dışında deniz kuvvetleri için deniz memelilerini eğiten diğer ülkeler Sovyetler Birliği/Rusya, Ukrayna ve İran. Askeri yunusların eğitimi Soğuk Savaş döneminde başladığı için ABD’nin hemen ardından Sovyetler Birliği’nin (1965) benzer bir program başlatması şaşırtıcı olmasa gerek. Sovyetler Birliği, programa Sivastapol’da (Kırım) kurulan bir merkezde başlamış. Sovyetler çökünce bu programı Ukrayna devralmış ama yunuslar askeri eğitimden çok engelli çocukların terapisi gibi programlarda kullanmış. Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrasında ABD programını küçültmüş. Ukrayna’daki programların da etkinliğinin azaldığı bu dönem sonrasında, 2000’de Ukrayna bir miktar yunusu İran’a satmış. 2012’ de ise Ukrayna tekrar askeri programa başlamış ancak 2014’te Rusya Kırım’ı yeniden alınca bu yunuslar da Rusya’ya geçmiş. 2016’da Rusya Savunma Bakanlığı sağlığı, ve dikkat çeker şekilde dişleri iyi durumda 5 yunus almak istediğini açıklamış. Özellikle dişlerle ilgili vurgu nedeniyle ne amaçla istendiği konusunda kuşku yaratan, kimilerince Rusya’nın askeri yunus eğitimine başlayacağı anlamına gelen yunusların elde edilmesi için Bakanlığın en az 24 bin dolar verdiği de bilgiler arasında.
Deniz memelileri ve savaş
Foto: Brien Aho (Basra Körfezi’nde mayın arayan bir askeri yunus)
Rusya ve Ukrayna’nın zamanında Karadeniz’den canlı yakalanmış bir kısım yunusu 90larda Arjantin, Macaristan, İsrail gibi ülkelerin yanısıra İran ve Vietnam’a askeri eğitim görmüş yunus ihracat ettiği duyumu ABD ordusunu çok huzursuz etmiş. Canlı yakalanan yunuslarla ilgili “Yunus ticareti yapanlar/Dolphin traders” isimli bir rapor hazırlamış olan Yunus ve Balinaları Koruma Derneği’nin (WDC) internet sayfası, bir ABD adresi tarafından çökertilmiş. Dernek bu eylemin bu rapora ulaşmak amacıyla yapıldığı düşünüyor.
ABD gibi Rusya ve Ukrayna da yunusların bombalama, dalgıçları etkisiz hale getirme ve hatta öldürme gibi görevlerde kullanılmış olduğu iddialarını kabul etmiyor. Oysa her iki ülkenin bu programlarda yer almış eski görevlileri, kitap ya da basınla yapılan söyleşiler aracılığıyla yunusların bu yönde eğitildiğini ve savaşta bu yönde de kullanıldığnı belirtiyor. Yunusların mayın arama, askeri gemilerin, limanların korunması için kullanılmasıyla ilgili, söz konusu ülkelerin kendilerinin açıklamış olduğu görevlerle ilgili ise ayrıntılı bilgi mevcut.
ABD, 1970-1972’de Vietnam’da ordunun cephane limanını düşman dalgıçlara karşı korumak, gözetlemek için yunusları kullanmış.
İran-Irak savaşının sonlarındaki Tanker Savaşı sırasında Bahreyn’de, 2 ülke birbirinin petrol taşıyan taşıtlarını hedef alırken yine yunuslar kullanılmış (ABD savaşa 1987’de, Kuveyt’in petrol ihracatını korumak için katıldığını söylüyor).
Daha önce belirttiğimiz gibi içlerinde Makai’ninde olduğu bazı yunuslar 2003’te Basra Kröfezi’nde, ABD’nin liderliğini yaptığı Irak işgalinde, koalisyon gemilerinin önünden giderek mayın temizlemek için kullanılmışlar.
ABD deniz kuvvetleri yetkilileri yunusların insanlara zarar vermek ya da gemileri batırmak için eğitilmediklerini sık sık kesin dille belirtse de bu programda NavySeal olarak görev yapmış Brandon Webb kitabında, bu yöndeki söylentileri doğrular şekilde eğitim sırasında onlara, askeri eğitim görmüş yunuslardan nasıl kaçacaklarının öğretildiğini belirtmiş.
Webb’e söylediğine göre başına sıkıştırılmış gaz taşıyan bir iğne yerleştirilmiş yunuslar düşman dalgıca yetiştiklerinde ona bu iğneyi batırıyor, dalgıç damarlarına giren gaz yüzünden kısa sürede emboli geçirerek ölüyormuş. Yalanlasa da basına yunusların düşman dalgıçları patlayıcılar ve ağızlarının ucuna yerleştirilen silahlarla öldürmek üzere eğitildiklerini söyleyenler de var.
Yine kimi kaynaklara göre Sovyetler Birliği, yunusları üzerlerine yerleştirilen zıpkınları düşman dalgıçlara fırlatacak, dalgıçları tutup yüzeye çıkararak esir alınmalarını sağlayacak şekilde eğitmiş. Sovyetler Birliği’nin yunusların bir gemiyi patlatacak kadar mayın taşıyarak düşman gemilere kamikaze saldırısı yapmak için eğitildikleri de söyleniyor. Emekli Rus albay Viktor Baranets ise yunusların düşman gemilere patlayıcı yerleştirmek ve Karadeniz’deki terk edilmiş torpidoları ve batmış gemileri tespit etmek üzere eğitildiklerini açıklamış.
Bu bilgiler, askeri yunusların ABD ve Rusya’nın eğitim merkezlerinden kaçtığının söylendiği sıradaki kaygının yersiz olmadığının da altını çiziyor. Örneğin hükümet için çalışmış Leo Sheridan Su Ürünleri’ye yakın kaynaklardan aldığı istihbarata göre Katrina Kasırgası (2005) sırasında bir grup yunusun kaçtığının doğru olduğunu belirtmiş ve yunusların dalgıçları, sörf yapanları düşman olarak algılamaları durumunun ciddiyetinin altını çizmiş.
Sovyetler Birliği’nde sabotaj önleme görevinde bulunmuş eski bir görevli olan Yury Plyachenko ise 2013’te tesislerden askeri yunusların kaçtığı yönündeki, hükümetin yalanladığı haberler üzerine 80lerde, yunuslar üzerindeki kontrolün kaybedildiği vakaların tekrar ettiği sırada da böyle durumların olduğunu belirtmiş.Bu yunusların eş aramak için kaçtığı söylentilerini de doğrulayarak, üreme döneminde dişi görmeleri durumunda erkek yunusların hiçbir komutu yerine getirmeyeceği ama bir iki hafta sonra merkeze döndüğünü belirtmiş.
Askeri yunuslarla ilgili olarak çıkmış en ilginç söylentilerden biri ise kuşkusuz 2015’de Hamas’ın üzeri kamera ve öldürücü oklarla dolu bir yunus yakaladığını ve bu yunusun İsrail tarafından casusluk amacıyla kullandığını iddia etmesi olmuş. Aynı zamanda İsrail’in casus olarak kullandığı iddia edilenin yunus değil, yunus şeklindeki bir robot olduğunu iddia edenler de olmuş. Bu haberi kimi kaynaklarca İsrail istihbaratının çeşitli hayvanlar aracılığıyla casusluk yaptığı yönündeki kumpasların uç bir örneği olarak kabul edilmiş.
Her ne kadar bu haberin asılsız olduğu kabul edilse de askeri yunus gerçeği başlı başına çeşitli kurgulara yol açmışa benziyor. ABD’nin henüz resmi olarak yunuslara eğitim verdiğinin açıklanmadığı ancak bu yönde söylentilerin olduğu 1973’te çekilen “Yunusun günü/Day of the dolphin” filmi bunlardan biri. George C. Scott’ın oynadığı bu bilim-kurguda, insanlarla iletişim kuracak şekilde eğitilen 2 yunus, ABD başkanının yatına mayın yerleştirip öldürmeleri için karanlık adamlarca kaçırılır!
Yunuslara bir asker olarak güvenilebilir mi?
ABD ve Sovyetler Birliği’nin yunusları gemilere mayın yerleştirmek, düşman dalgıçları öldürmek için eğitmedikleri iddiaları bir yana, yunus davranışları üzerinde bilgi sahibi olanlara göre yunuslar zaten bu görevler için uygun değiller. Örneğin hayvanlara etik davranılması adına çalışan (People for ethical treatment of animals) bir grupta yaban hayat biyologu olarak çalışan Stephanie Boyles askerlerin mümkün olan en yüksek düzey güvenliği hakettiğini ve yunuslarla bunun başarılamayacağını belirtiyor. Yunusların bir görevi başarıyla yerine getirmediklerinde kendi canlarını ve başka canları tehlikeye atacağının farkında olamayacaklarını, bu nedenle ordunun onların hayatını da riske attığını ekliyor. Eski donanma eğitmeni Richard L.Trout yetkililer resmi olarak kabul etmese de yunusların düşman dalgıçları öldürmeleri amacıyla eğitildiklerini ancak savaşta yunusları bu görevle kullanılabileceğinin düşünülemeyeceğini söylüyor. Nedeninin onların seçim yapabilecek şekilde eğitilmediklerini, dolayısıyla sualtında kimin düşman kimin dost olduğuna karar vermelerinin ve ona göre ne yapmaları gerektiğini bilmelerini beklemenin saçma olduğunu belirtiyor.
Yunusların yakalanması ve tutsaklığı için çalışmalarıyla tanınan Naomi Rose’a göre ABD ordusunun genel olarak bütçe kısıtlamasına gittiği 1980’lerde ilk kesintilerden birinin bu programa ilişkin olmasının nedeni de bu görüşlerle benzerlik taşıyor. Rose, yüksek rütbeli subayların da aslında her biri farklı karaktere sahip, değişken mizaçlı yunusların güvenilir olmadığını anladıklarını belirtiyor. Yunuslarda ülkeye bağlılık gibi kavramın elbette olmadığını, bir şey yapmak istemediklerinde yapmayacaklarını belirten Rose, savaş durumunda böylesi bir kararsızlık durumunun ciddi sorun olduğunun altını çiziyor. Bu nedenlerle savaşta görevlendirilmek için değil, mükemmel bir şekilde başardıkları, sualtında kayıp cisimlerin bulmak gibi işlerde kullanılabileceklerini ekliyor. Bu gibi görevler için ise yüzlerce yunus gerekmediğini söyleyen Rose, sonrasında çalıştığı hayvan hakları derneği Humane Society ve diğer gruplarla birlikte bütçe kısıtlaması nedeniyle artık askeri görev yapmayacak olan yunusların doğaya geri döndürülmesi yönünde hükümete baskı yapar.
Bu yunusların özgür hayata kavuştuktan sonra sağlıklı yaşaması için rehabilite edilerek doğaya salınması (özetle canlı yunus yakalamayı öğrendikten sonra, yakalandıkları bölgeye) konusunda hükümetin onayına rağmen deniz kuvvetlerinin yanlış kararları nedeniyle yunuslar aleyhine bir dizi olumsuzluk yaşandığını (gösteri merkezine verilmeleri gibi), bunların yanısıra -pek çok tutsak yaban hayvanı konusunda olduğu gibi- insanların birbiriyle anlaşamamalarından da kaynaklı sorunlar nedeniyle bu sürecin doğru yaşanmadığnı belirtiyor. Hayvan hakları grupları yunusları yasadışı bir şekilde, hazır değillerken ve yanlış bölgeye saldığı için ortamını yadırgayan ve insanlardan besin dilenen yunusların tekrar yakalanmaları gerekmiş.
Donanma sonar sistemlerini geliştirmek için deniz memelilerinin canına kastetmekten vazgeçecek mi?
2016’da Rusya’nın yunus almak istediği bilgisi, Makai’nin ölümüyle ilgili haberlerde ABD’nin askeri yunus eğitimi verdiği merkezde hala 100’ün üzerinde deniz memelisi olduğunun açıklanmasıyla birlikte düşünüldüğünde bu 2 ülkenin deniz kuvvetlerinin hala askeri yunusları kullandığını/ya da kullanmak istediğini, ve hala insan yapımı hiçbir donanımın deniz memelilerinin yeteneklerini aşamadığını söylemek yanlış olmaz. ABD kimi açıklamalarda programı 2017 gibi bitireceğini, yunusların yaptığı görevleri Knifefish isimli robotların yapacağını belirtmiş. SPAWAR da insansız denizaltılar yaptıklarını açıklamış. Ancak ABD deniz memelilerinde görevli Tom LaPuzza’nın 2014 yılındaki açıklamalarına göre deniz kuvvetleri askeri yunusları Karadeniz’de kullanmayı düşünüyormuş. NATO’nun ilk kez askeri yunus kullanacağı bu operasyonda yunusların düşmanların sonar sistemlerini şaşırtacak radar önleyici yeni bir sistemin ve Hawaii Üniversitesi’nde geliştirilmiş yeni bir donanımla test edileceği belirtiliyor.
Hem programların devam ettiği hem de sonlandırılacağı yönünde bilgiler çelişki içerse de en büyük çelişki ABD deniz kuvvetlerinin okyanuslarda yaptığı askeri sonar aktiviteleri nedeniyle pek çok deniz memelisinin ölmesine neden oluşu kuşkusuz. Tutsaklık altında, insanlık dışı eğitimlerle yaşayan ve göreve koşulan bu yunusların savaşta sadakatla çalışmalarını isteyenlerin hem onlara karşı böylesi bir sadakatsizlik ve saygısızlık yapmaları, hem de özgür hemcinslerini korumak adına sorumluluklarını yapmamaları kabul edilebilir bir suç değil. Ancak hükümetin bunu suç olarak görmediği Pentagon’un 2006’da, benzeri görülmemiş bir adım atarak orduyu deniz memelilerini korumayla ilgili yasalara uyma zorunluluğundan muaf tuttu. Geçtiğimiz mart ayında ABD Hava Kuvvetleri’nin Hawaii açıklarında bombayla saldırı denemeleri yapmak istediğini açıklaması da kuşkusuz bu muafiyetin, bu kez özgür deniz memelilerinin yaşamını tehdit edecek (beslenmeden sonar sistemlerinin zarar görmesine kadar ölümcül olabilecek zararlar olası) türlü askeri operasyonların önünü açabileceğinin kanıtı. Yunusların yerini üstün teknoloji ürünü cihazların alabileceği yönündeki haberler incelendiğinde bu değişimin nedenleri arasında bu tür cihazların daha ucuz ve kolay işletilebilir olduklarının belirtilmesi belki de tüm bu acı öyküyü özetliyor. İnsanların savaşmaktan vazgeçmemelerinin bedelini yunusların gerçekten çok pahalıya ödemişler ve bizler elimizden geleni yapmazsak ödemeye de devam edecekler.
Kaynaklar:
http://www.cbs8.com/story/35126503/navy-dolphin-euthanized-at-san-diego-spawar-facility
http://www.forces.net/news/tri-service/dolphins-defence-how-military-uses-marine-mammals
http://peninsulaclarion.com/stories/032301/ala_032301ala0020001.shtml#.WPDaZ_mGPIU
http://www.pbs.org/wgbh/pages/frontline/shows/whales/etc/navycron.html
http://www.businessinsider.com/the-us-navys-combat-dolphins-are-serious-military-assets-2015-3
https://en.wikipedia.org/wiki/Israel-related_animal_conspiracy_theories#Dolphin
http://news.nationalgeographic.com/news/2003/03/0328_030328_wardolphins_2.html
https://www.theguardian.com/world/2005/sep/25/usa.theobserver
http://www.slate.com/blogs/wild_things/2016/03/28/a_short_history_of_war_dolphins.html
http://uk.whales.org/news/2006/07/military-exempt-from-us-marine-mammal-protection-law
http://www.bbc.com/future/story/20121108-final-dive-for-us-navy-dolphins
http://www.businessinsider.com/polly-mosendz-us-navy-dolphins-moved-to-black-sea-2014-4
http://uk.whales.org/news/2006/07/military-exempt-from-us-marine-mammal-protection-law
http://uk.whales.org/news/2017/03/whales-and-dolphins-could-be-bombed-in-proposed-us-military-tests