Sinemada oyuncu odaklı “star sistemi”nin hegemonyası yavaş yavaş aşılıyorken, kameranın illüzyondan fazlası olduğunu özümseyen izleyiciler de çoğalıyor. Buna karşın sinema sanatını üreten emekçilerin ne kadar farkında olduğumuz tartışılır. Ülke sineması olarak, ister kısa metraj ister uzun metraj olsun, bocaladığımız birimlerin belki de başında gelen ses sahası ise, yedinci sanatın üretimi açısından dikkatimizi biraz daha fazla hak ediyor.
Oliver Holms’un 2015 yılında yönettiği The Foley Artist, muhtemelen benzer bir amaç ile çekilen, ilgi ve merak uyandırıcı olduğu kadar önemli bir film. Sinema için sesin, doğal sesin olmadığı veya tercih edilmediği anlarda tasarlanan sesin önemini bilmeyenler için belgesel hissi de yaratabilecek olan film, kurmacanın nimetlerinden yararlanarak tebessüm uyandıran bir seyirlik sunuyor.