Facebook tarafından reklamı sakıncalı bulunan ve yasaklanan, Delacroix imzalı Halka Yol Gösteren Özgürlük’ü kapaklaştıran Azizm Sanat E-Dergi sayı 113*, farklı kanallardan aynı havzada biriken çağrışımlar taşıdı bizlere.
“Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” hamlığı ile birkaç yüzyıllık geçmişi olduğu halde sanki insanlığın yegâne var oluş amacıymış gibi davranmayı başaran kapitalizmin, kendi içinde tutarlı ve akılcı özüne bile ters düşecek şekilde akıl dışı bir hal aldığı bir dönemde, “pazarlama” yöntemleri bile gelenekselin dışında kalıyor. Hikâye aslında epey sıradan; 10. yıl sayımız daha çok okurla buluşsun istemi ile Facebook üzerinden reklam verme kararı aldık. Kuruluş ayımıza özel olarak “Aydınlanma” dosyasını ele aldığımız için kapağımızda klişeye düşmek pahasına Delacroix imzalı Halka Yol Gösteren Özgürlük’ten bir kesite yer verdik. Özgürlük’ün verdiği mücadele, baldırıçıplakların seçkinlere yönelik başkaldırılarının simgesi olduğundan, onların döküntü üstlerini de simgeleyecek şekilde göğsü açık betimlenince, başkalaşım geçirmiş geç kapitalizmin “meme” korkusu da bir kez daha baş gösterdi. Ne görsel olarak ne de bağlantı olarak reklam vermemizin mümkün olmadığı vaziyet, sosyal medya hapishanesinde pek çokların başına geldi. En yakın örnek, Sylvia Kristel’in ölümünün ardından yayınladıkları 156. sayılarında** Emmanuelle’i kapaklaştıran Arka Pencere’nin Facebook tarafından maruz kaldığı sansürdü. Meme orada da ürkütücü idi. Instagram’da sıklıkla yaşanan durum, popüler kanalların örtülü muhafazakârlığının altını çizerken, Issuu gibi kalburüstü bir ağda, Picasso*** ve Rivera**** kapaklarımızın vajina ve popo gerekçeleriyle +18 damgası yemesi sorunun daha köklü olduğunu hatırlatıyor.
Konuyu ele alırken, özü göz ardı ediyoruz belki de. Yukarıda andığımız yapıtların, cinsellik amaçlarından bağımsız olarak sanatsal ve estetik yaratımlar olduklarını ve bu sebeple sansüre gerek olmaması gerektiğini vurguluyoruz. Ancak hepsinin ortak paydasında kadın bedeni olduğunu görebiliyor muyuz? Kapitalizmin sömürmeye doyamadığı, metalaştırmaktan bıkmadığı kadın bedeni, nasıl oluyorsa aynı zamanda en çok hassasiyet gösterdiği, gençleri özenle korumayı seçtiği bedensel saha olabiliyor. Biz ve başkaları defalarca erkek memesi kapaklaştırdık fakat sansür her defasında kadın memesine hücum etti! Erkek bedeni ve pek tabi erkek memesinin de en az kadın bedeni ve memesi kadar estetik ve cinsel çağrışımlar yüklü olduğunun farkına varmak hem özgürlükçüleri hem muhafazakârları harekete geçirebilecek bir dürtü olabilir fakat lafta kalan eşitliğin bir nebze de olsa sağlanabilmesi için bunu mecbur buluyoruz.
Son olarak bizi, hiç arzu etmediğimiz halde Facebook üzerinden reklam vermeye mecbur bırakan, dayanışmadan bihaber, bizzat uzuvları halini almadığımız için reddedildiğimiz muhalif örgütlere ve yapılanmalara selamımızı iletirken, bu haftaki Kızılcık Sopasının aslında en çok onları sopaladığının bilinmesini istiyoruz.
Onur Keşaplı
*https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi113
** http://www.arkapencere.com/arsiv_tum.php
*** https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergiaralik2014
**** http://www.azizmsanat.org/2016/11/01/e-dergimizin-107-sayisi-yayinda/
Son Not: Reklam vermek adına harcadığımız dürüst çabalar yerine bu metnin Facebook tarafından reklam olarak kabul edilmiş oluşu, kimi zaman geç kapitalizm olarak adlandırılan içinde bulunduğumuz sürecin ne denli akıl dışı ve akışkan olduğunu da gözler önüne seriyor. Tüketmek ve tüketilmek için alamayacağı şekil olmayan bu yüzsüzlüğü alaşağı edeceğimiz tarih daha ne kadar gecikecek?