Geçtiğimiz günlerde yayına girişinin onuncu yıldönümü kutlanan, ve yapım şirketi AMC’nin tabiriyle televizyon tarihini değiştiren dizi Mad Men, reklamcılık gibi itici bir iş sahasını, 1960’ların atmosferiyle yoğurarak stilistik ve bundan doğan bir çekicilik ile süsleyerek kült bir yapıma dönüşmüştür. 2015 yılında sonlanan dizi, dönemin çalkantılı politikasını arka fona alarak ABD’deki dönüşümleri, karakterlerin gelgitleriyle harmanlamış, üstün oyunculukları ve sanat yönetimiyle televizyon ölçeğinde bir başyapıta dönüşmüştür. Televizyon yapımlarının sinemaya üstün geldiği dönem adına, Hollywood’un düşüklüğü mü daha belirleyici yoksa Mad Men’in yüksekliği mi bilinmez ancak John Hamm, Elizabeth Moss başta olmak üzere kalabalık oyuncu kadrosuyla dizinin hafife alınamayacağı bir gerçek.
Mad Men’i bir başarı öyküsüne dönüştüren etmenlerden bir diğer ise müzik. Ünlü besteci David Carbonara imzalı dizi müzikleri, karakter veya olaylara özgü tematik yaklaşımlarıyla büyük bir zenginlik sunuyor. Özellikle The Carousel ile zirve yapan Carbonara bestelerine, bölüm veya sezon sonlarında ise 1960’ların kült parçaları eşlik ediyor. Dizinin en büyük kırılmalarından birinin yaşandığı ve karakterlerin üzerine sonrasına yönelik büyük bir bilinmezliğin çöktüğü üçüncü sezon sonunda ise, rock & roll efsanesi, Amerikalı sanatçı Roy Orbison’ın 1963 tarihli In Dreams uzunçalarında yer alan ve nispeten az bilinen, melankolik, karanlık ve aynı zamanda umutlu baladı Shahdaroba devreye giriyor. Oh, Pretty Woman ve Only the Lonely başta olmak üzere pek çok unutulmaz parçanın yaratıcısı olan Orbison, geleceğin geçmişten daha iyi olabileceği umudunu taşımaya çabalayan şarkısı Shahdaroba ile diziye katman kazandırırken Mad Men’in onuncu yılında Mad Men severler için parçanın sözlerine benzer bir teselli unsuru oluyor.