İsa Tek Başına*
Gökyüzünden düştün
Bir tarlaya çakıldın
Adur nehrinin yakınında
Yerden çiçekler fışkırıyor
Koyunlar fırlıyor annelerinin rahminden
Köprünün altındaki bir delikte
O iyileşiyor, kilden ve küçük dallardan maskeler yaptı
Sen damlayan ağaçların altında ağladın
Bir denizkızının boğazına hayalet şarkısı yerleşti
Sesimle seni çağırıyorum
Uyanan bir genç adamsın
Senin olmayan kanla örtülü
Sarı elbiseli bir kadınsın
Sinekkuşlarının cazibesiyle çevrili
Yasaklanmış enerjiyle dolu bir genç kızsın
Kasvet içinde titreyen
Sırtüstü uzanmış bir uyuşturucu bağımlısısın
Tijuana’nın bir otel odasında
Sesimle seni çağırıyorum
Sesimle seni çağırıyorım
Gözyaşı kanallarını hasat eden Afrikalı bir doktorsun
Tanrıya inanıyorsun ama şimdi bu inanç nedeniyle özel bir muafiyete sahip değilsin
Ateşin başında oturan yaşlı bir adamsın
Denizin üzerinde yiten bir sissin
Yaratıcının aklındaki uzak bir anısın, görmüyor musun?
Sesimle seni çağırıyorum
Sesimle seni çağırıyorum
Vakit gelene kadar birlikte oturalım
Sesimle seni çağırıyorum
Vakit gelene kadar karanlıkta birlikte oturalım
Sesimle seni çağırıyorum
Sesimle seni çağırıyorum
Sesimle seni çağırıyorum
* Nick Cave & The Bad Seeds’in 2016 çıkışlı Skeleton Tree albümünden.
Doğru sana**
Fildişinden yapılma tüm kuleler parçalanıyor
Ve kırlangıçlar gagalarını sivriltti
Bizim büyük çöküşümüzün zamanıdır bu
Benim koşarak sana geleceğim zamandır
Doğru sana çünkü yakalandım
Doğru sana çünkü bir kez daha yakalandım
Penceremizdeki ışık sönükleşiyor
Mum kenarda eriyip akıyor
İşte şimdi araklayarak geliyor keder
Ve ağlayacağım sevgili ama koşarak geleceğim
Doğru sana
çünkü yakalandım
Doğru sana
çünkü bir kez daha yakalandım
Gökkuşaklarının günleri gitti
Yıldızlarda sallanma geceleri gitti
Çünkü deniz dağları yutacak
Ve gökyüzü şimşek ve kıvılcım fırlatacak
Tam üzerine
ama koşarak geleceğim
Doğru sana
ama koşarak geleceğim
Bir kez daha
Cennet krallığını bizden esirgedi
Azizler şarhoş, aya karşı uluyorlar
Meleklerin arabaları çarpışıyor
Öyleyse, koşacağım bebeğim ama koşarak geleceğim
Doğru sana
Çünkü yakalandım
Doğru sana
Çünkü yakalandım
Bir kez daha
** Nick Cave & The Bad Seeds’in 1992 çıkışlı Henry’s Dream albümünden.
Ormanın Derinliklerinde***
Orman kadını yer ve bal-bedenini çamura atar
Elbisesi kuyudan aşağıya yüzer ve küçük bir kızın bedeninin şeklini alır
Evet bu kızı tanıyorum
Son yalnızlıkta bir an sendeleyerek girdi içeri
Ama şimdi ona dokunmaya dayanamıyorum
Biriciğim
Ormanın derinliklerinde
Ormanın derinliklerinde
Ormanın derinliklerinde bir cenaze töreni salınıyor
Tenine Ö-L
Göbeğine ÖLÜ ve omzuna ÖLÜM diyerek zalim desenlerini çiziyor kurtlar
Aslına bakarsanız dün beni öptü ama o zaman ÖLÜM vardı üzerinde
Ormanın derinliklerinde
Ormanın derinliklerinde
Ormanın derinliklerinde bir cenaze salınıyor
Şimdi öldürülmüş olan öldüreni bekliyor
Ve ağaçların hepsi başını sallıyor; kabul ettiler
Bu bıçak bu bıçak yem olmuşa benziyor
Evet bu kızı tanıyorum
Onu paçavraların içinden alıp doğruca eğlenceye götürdüm (şimdi benim için dua edin)
Ah bebeğim, bugün farklı hendeklerde uyuyacağız
Ormanın derinliklerinde
Ormanın derinliklerinde
Ormanın derinliklerinde bir cenaze salınıyor
Aşk aptallar içindir ve tüm aptallar âşıktır
Hiç birininkine değil, tek benim evimin üstüne yağıyor yağmur
Aşk aptallar içindir ve Tanrı biliyor ki ben hala tekim
Kaldırımlar aşkın yalnız çocuklarıyla dolu
Kaldırım onları öldürmek zorunda kaldığımız için pişman
*** The Birthday Party’nin 2001 çıkışlı The John Peel Sessions albümünden.
Çeviri ile birinci ve üçüncü fotoğraflar: Özgür Keşaplı Didrickson