Cinayet, intihar, ölüm, yaşam, endişe, kaygı pek çok filmin omurgasını veya arka fonunu oluşturan temalardan bazılarıdır. Bunlara yaklaşırken veya bunları işlerken yaratıcı olabilme becerisi ise bir yönetmeni sanatçı mertebesine eriştirmesi için olmazsa olmaz dokunuşlar gerektirmektedir. Tüm bu konulara deneysel tabirini hak edecek şekilde özgün yaklaşan yönetmen Hirotoshi Iwasaki, Dark Mixer adlı filminde kara kalem hissi uyandıran bir canlandırma tekniğiyle görsele döktüğü hisleri, ustaca işlediği ses kanalı ile gerilime dönüştürüyor. Öyle ki kısacık süresine sığdırdığı video veya yerleştirme sanatını andıran yinelemelerini montaj kuramı üzerinden yorumlandığında pekâlâ bir kurmaca olarak değerlendirebilecek bir akışa doğru yönlendiriyor. İzleyicide yarattığı huzursuzluk ve gerginliğe rağmen dikkati toplayabilme becerisi ise müzikte Nick Cave & The Bad Seeds’in etkisini akla getiriyor. Karanlık içeriğini hem görüntü hem ses kanallarında başarıyla aktaran Dark Mixer, adeta müziksiz bir Nick Cave videosu kıvamında.