Müziğin ülke sınırlarını aşması ve evrensele ulaşabilmesi noktasında İskandinav sanatçıların her dönem başarı yakaladığını söylemek iddialı ancak bir o kadar da doğru bir söylem. ABBA’dan Björk’e, Roxette’den Ólafur Arnalds’a, Ace of Base’den Röyksopp’a uzanan, bambaşka türlerde uluslararası başarı yakalamış nice sanatçı arasına son yıllarda dâhil olan Norveçli müzisyen Susanne Sundfør, 2007’da yayınlanan ilk albümünün ardından farklı üsluplarda besteleriyle nitelikli bir bilinirliğe ulaştı. Hafif müziğe sanatsal bir boyut katmayı başaran Sundfør, caz ve deneysel pop arasında seyreden çalışmaların ardından 2013 yılında Joseph Kosinski’nin yönetip Tom Cruise’un başrolünü oynadığı Oblivion filmi için M83 ile hazırladığı film müziği ile dünya çapında büyük sükse elde ederken, 2015 çıkışlı uzunçaları Ten Love Songs ile elektronik dans müziğini de hanesine yazdırarak ülkemize de konuk olmuştu.
Sanatçının geçtiğimiz sonbaharda yayınlanan yeni uzunçaları Music For People In Trouble ise Sundfør’un bugüne kadarki en olgun çalışması olurken, albümün enstrüman zenginliği ve ruh sağlığımıza hoyratça saldıran dünya düzeni düşünüldüğünde albümün adıyla farklı duygu durumları açısından fazlasıyla uyumlanan besteler dikkat çekiyor. Albümden öte bir anlatı olarak da yorumlanabilecek ölçüde Sundfør dışında bir vokal anlatıcıyı da barındıran Music For People In Trouble’da bizce albümle aynı adı taşıyan parçayla beraber diğer yapıtlara göre bir adım öne çıkan şarkı ise No One Believes In Love Anymore oluyor. Piyanonun üflemeli çalgılarla düeti olarak da yorumlanabilecek parça, melankoliye kattığı farklı yorumlarla albümün adını fazlasıyla karşılıyor;