Azizm Sanat Örgütü’nün aylık yayını Azizm Sanat E-Dergi’nin, Şubat 2018 tarihli, 122. sayısı yayında. Eleştiri, görüş ve katkılarınızı bekliyoruz;
https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi122
İçindekiler
Editörden s. 4
Nâzım’la Toplum İçin(de) Bilime – Çiğdem Ülküseven s. 7
Biçim ve Sınıf Çatışması Ekseninde “Barry Lyndon” – Rasim Levent s. 15
Amerikan Bağımsız Sinemasının Sınırları ve “Uğur Böceği” – Onur Keşaplı s. 26
“Güzel Şeyler” İçin Yuvarlanan Umutlar – Burhan Tekçe s. 31
Bir Kapitalist Dünya Öyküsü – Murat Dicle s. 35
İtiraf – Batuhan Suiçmez s. 39
Umut – İsmet Şengül s. 43
Mataram – Kemâl Hatipoğlu s. 45
29 Şubat – Özgür Keşaplı Didrickson s. 47
Editörden
Ünlü İtalyan yazar İtalo Calvino, görme, duyma, işitme, dokunma, tatma eylemlerine cinselliği de ekleyerek sayısını altıya çıkarttığı temel duyularla ilgili öykülemeye girişmenin arifesinde, Homo Sapiens’in okuma alışkanlığı vesilesiyle Homo Legens’e dönüştüğü, daha bilgili olmakla birlikte özümüze içkin kimi yetilerin yitirildiğinden söz ediyor. Günümüzde ise, türümüz açısından başat sorunun, “okumama” dürtüsü nedeniyle, Homo Legens’ten gerileyerek, bu kez temel duyu becerilerini de kaybetmiş bir Homo Sapiens’e vardığını pekâlâ söyleyebiliriz. “Doğa”da hayatta kalabilme yetilerinden yoksun, bilgiyle temas etmiş ancak soyutlama/harmanlama gibi aşamaları katedemeyen yığınların yüzeye sığındıkları görülüyor. Yüzey, tehlikenin en aza indirgendiği, çoğunlukla birlikte ortalama bir uyumun yakalandığı, derinlerden veya yükseklerden gelenlere ise parazit şeklinde tutunmanın mümkün olduğu genel geçer bir seviyeyi temsil ediyor pek çok başlıkta. Pek meşhur “-mış gibi yapma” hafifliğinin özgürce yaşandığı, yaşatıldığı sığ yüzeyler, katledilişinin üzerinden çeyrek asır geçen Uğur Mumcu’nun ünlü “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma” vaziyetinin bile gerisine düşüyor. Zira ortada ne bilgi ne de fikir görebilmek mümkün. Uğur Mumcu’nun köşesinin ve mirasının asla doldurulamaması ve Mumcu okurlarının bir anda yüzeyin okurlarına dönüşmeleri, cinayetin, kim tarafından işlendiğinden bağımsız olarak, amacına ulaştığının göstergeleri arasında. İçinde bulunulan yığını çoğunluk sanma yanılsamasıyla, sürü/cemaat türevi tek seslilikle sarf edilen söylemler, pek çok sözcüğü sığ sulara çekti. Demokrasinin bağnazlığın oyuncağına dönüşmesine tanık olan günümüz, şimdilerde bir kez daha vatanseverliğin veya barış yanlılığının buharlaşmasını seyrediyor. Temsil ettiğini düşündüğü düşünce üzerine düşünmekten acizlerin vatanseverliğe soyunup kendi sürülerine ait koroya eşlik etmeyenleri vatan haini ilan etmeleri ne kadar akıldışıysa, içi tamamen boşaltılmış, temeli, güdülenmesi olmayan “barış hemen şimdi” çığlıkları da barış gibi özlem duyduğumuz bir kavramı yüzeyin sığ sularında durmaksızın boğuyor. Yurtseverliğin de barışın da boşluktan temellenmediği gibi yüzeyden yükselemeyeceğini anlayamayan yığınların, ne homo sapiens gibi güdüsel, ne de homo legens gibi akılcı olamayan, araf bir biçimi tutturmaları, ülkemiz, coğrafyamız ve gezegenimiz için mutlaka aşılması gereken temel sorun olarak duruyor. Neyse ki Aydınlanma ve elbette bir bütün olarak sanat, imajlar ve bağırışlar bulamacını aşarak yüzeyden uzaklaşmanın yol haritası olmayı sürdürüyorlar.
Bu noktada, bir kez daha, yüzeyi kırıp derine inmeyi amaçladığımız yeni sayımızda, Nazım Hikmet’in şiirini ve insanlığın bir neferi olarak bilimle, bilimsel olanla düetini konu edinen özgün bir makale, başyazımız olarak dikkat çekiyor. Sinemanın en canlı mevsiminin son ayında üç farklı evreye ait üç farklı biçimin örneklerine dair eleştirilerimiz yedinci sanata derinlik katıyor. Sinema tarihinin en büyük yönetmenlerinden Stanley Kubrick’in genellikle göz ardı edilen başyapıtı Barry Lyndon hakkında biçimci ve sınıf eksenli bir makale, Greta Gerwig’in bu yıl adından sıkça söz ettiren Lady Bird/Uğur Böceği hakkında güncel bir eleştiri ile Agostino Ferrente ve Giovanni Piperno’nun yönettiği, bir kuşağın kendisini tamamlama/tamamlayamama devinimine iki aşamayla tanıklık eden Le Cose Belle/Güzel Şeyler belgesine üzerine değerlendirme Azizm’de. Benzer bir temayı kapitalizm eleştirisiyle örtüştürürken öz yaşam öyküsü dokusu içeren bir deneme ile farklı biçemlerde şiirler de bu ay sayfalarımızda.
Yüzeyi derinleştirmek adına,
Sanatla kalın dostlar…
Azizm’in Notu: Mart 2018 tarihli Azizm Sanat E-Dergi’nin 123. sayısı için, dilediğiniz konuda makale, öykü, şiir, deneme, eleştiri, karikatür, video, resim ve fotoğrafı 28 Şubat tarihine kadar azizm.sanat@gmail.com adresinden yayın kurulumuza iletebilirsiniz.
Görsel: Küfe Taşıyan Kadınlar – Malik Aksel