“Antonio beni aşağıladı. Tam yarım milyonuma engel oldu. Kayıplarıma güldü, kazancımla alay etti. Irkımı küçümsedi, anlaşmalarımın önüne geçti. Dostlarımı benden soğuttu, düşmanlarımı kızıştırdı. Sebebi neydi Yahudi olmam… Yahudi gözlerim mi var, Yahudi ellerim mi var? Bedenim, boyum, duygularım, tutkularım, hislerim… Aynı yemekle besleniyoruz, aynı silahlarla yaralanıyoruz, aynı hastalıklara yakalanıyoruz, aynı şekilde iyileşiyoruz. Hıristiyanlarla aynı yazda, kışta ısınıp, üşüyoruz. Bizi keserseniz, kanamaz mıyız? Şaka yaparsanız gülmez miyiz? Ve bize zarar verirseniz intikamımızı almaz mıyız? Siz ve diğerleri gibi isek; sizlere benziyor isek, bir Yahudi, bir Hıristiyana haksızlık ederse eğer, cezası nedir? İntikam mı? Bir Hıristiyan bir Yahudiye haksızlık ederse onun cezası ne olur? Hıristiyan bir örnek verin. Hadi bir örnek verin bana! İntikam mı? Bana öğrettiğiniz alçaklığı göstereceğim sizlere!”
Venedik Taciri adlı oyun her ne kadar komedi tarzında yazılmışsa da Shakespeare’nin eseri, trajediye kaydırmaktan da çekinmediği açıkça görülmekte. William Shakespeare’in yazmış olduğu bu oyun 16. yüzyıl Venedik’inde Yahudiler ve Hıristiyanlar arasındaki ayrımın hat safhada olduğu dönemde geçmektedir. Yahudilerin mülk edinmeleri yasak olduğundan, ellerindeki parayı ancak tefecilik yaparak değerlendirebilmektedirler. Dönemin asillerinden Antonio, dostu Bassanio’ya yardımcı olabilmek amacıyla, Yahudi Shylock’tan borç alır. Aldığı borç karşılığında, Antonio eğer borcunu üç ay içinde ödemeyecek olursa, Shylock karşılığında onun yarım kilo kadar etini istemektedir. Mal varlığı denizlerde olan Antonio borcunu rahatlıkla ödeyebileceğini düşünmektedir; fakat işleri ters gidince senedini ödeyemez ve olay mahkemeye kadar taşınır. Mahkemede hakkını sonuna kadar talep eden Shylock, birtakım entrika ve kelime oyunları sonucunda ne isteğini, ne de parasını alabilecektir; hatta fazlasıyla elindeki değerlerini kaybedecektir.
Venedik Taciri içinde barındırdığı etnik, dini, sosyal ve toplumsal roller ve bunu ele aldığı bakış açısı bakımından William Shakespeare’in en çok tartışılan oyunlarından biri olmuştur. Hukuk kurallarıyla dünyaya ün salmış olan Venedik’in on altıncı yüzyılın en özgürlükçü ve güçlü şehir devletlerinden biri olmasının yanında tarihte kurulan ilk Yahudi gettosuna sahip olması, eserin yazıldığı dönemde İngiltere’de – İsa’nın katilleri olarak görülmelerinden dolayı – Yahudilere duyulan tarihsel bir kinin olması faktörleri elbette tesadüf değil.
Edebi dehası su götürmeyecek kadar açık olan bu oyun yazarının oyunlarında yaşamın asli yüzü her zaman görülür. Karakterleri iyi ya da kötü olarak irdelemekse mümkün değildir. Herkes ve her şey gridir, bu durumsa okuyucu veya izleyici için adeta bir şölendir.
Tuba Nur Beyret