Haberler geldi netten, ağaçlar sökülüyormuş
mesaj tüm sosyal ağlarda hızla yayıldı.
Taksim Taksim olalı böyle zulüm görmedi
insanlık dur demek için kıyılan ağaçlara
Elmadağ’dan yürüdüler Gezi parkına.
Buluştular yoğun önlemler arasında parkta
ve hep beraber, bir enerji oldu dalga dalga.
Gökyüzüne savrulan martıların çığlıklarıyla
gözleri yakan gri bir bulut kaplarken meydanı
gaz bombalarının ardından tomalarla doldu her yer.
İşte o an hayata yeniden tutunmanın verdiği gururla
koşup sığındık ilk bulduğumuz ağaçlara taşlara
Beyaz yakalıların ilk kavgası çok sert bastırılmıştı
köşe kapmaca oynanıyordu Beyoğlu sokaklarında
bir yol bulup yine uzanıldı barikatlar arasından Taksim’e.
Bilgisayar oyunlarının ölümsüz savaşçılarına benziyorlar
üstleri zırhlar ve gaz maskeleriyle örtülmüş koşuyorlardı.
Dolaşıyorlar girilmez sokakları ve ulaşılmaz duyguları
emirler ve çaresizlik içinde neyin kavgası bilmiyorlar
sanki düşman kuvvetlerine karşı savaş veriyorlardı.
Meydan havasızlıktan kuşların mezarlığına dönüşmüş
gaz bulutlarının içinden çıkmıştı Kırmızılı Kadın.
Beşiktaş’ta açılmıştı evlerin kapıları her canlıya
bu kavga aynı zamanda teknolojikti şifreler kırılıyor
herkes konumunu belirleyip önlem alıyordu karanlığa.
Taksim’den ülkeye yayılan özgürlük ateşi
sarmalıyordu son kalesi Gezi Parkını aşkla.
Fotoğraf: Zeki Gümüş