Ragıp Efendi Kimdir – Oğuz Hendekçi

“Eh pek tuhaflaşıyor. Yalnızlık efendim biraz şey gibi, mevsimler.”

 

Seyirciler:  Biz neden buradayız?

“Oturduk alkışlamaya, kalktık alkışlamaya
Güldük, ağladık hep alkışlamaya”

Biz güldük siz ağladınız

Oyunu siz yazdınız oynarken seyrettiniz

Seyrederken oynadınız

Siz Ragıp Bey

Kimsiniz?
– Ben buyum desem değişir mi gözlerinizin boşluğu?

Anlatabilir mi varlığım bu boşluğun sancısını?

Oyunlar efendim siz varsınız diye değil

Boşluğun doğurduğu kimsesiz çocuklardır

Yokluğun var edilebilen hali.

Tumturaklı konuşmayı sever ve sayarım,

Adım Ragıptır sorduğunuzdan değil

Öyle olduğundan, bilseniz değişir mi gözleriniz?

 

‘Koltuktan kalkar gömleğini çıkarır göğüs uçları yerine iki göz vardır’

 

Değişimden korkarım.

Her gün kahvaltıda aynı çayı içer 12 zeytin yerim

Sessizliğim bir duruş değil korkaklıktır

Duş aldığımda ellerim soyulur

Sesim ağır, parmak uçlarım sarıdır sigaradan

Marx’ın adını her duyduğumda saçlarım ağarır

Aşktan korkarım yalnızlıktan korkmadığım kadar.

 

Seyirciler: Yeter duymak istemiyoruz!

 

“Sessizlik bir çığ gibi düştüyse üzerinize, kavgalarınız büyüktür. Kavgalarınız zihninizde kendinizle hep kendinizle”

 

+Susar mısın Ragıp.

– Her zaman ki gibi değil efendim

Bu sefer değil

+Bilmemeleri gerek bilmemeleri

Bizden başka kimsemiz yok

Bilirlerse ayrı düşeriz

Kar kalktığında yeşil olur her yer

Biz sevmeyiz

Biz hiç sevmeyiz.

– Severiz sevdiğimiz kadın gibi

Hep yeşili severiz de, korkarız

Korkaklığımızın arkasında sevilmemenin

Tarif edilemez acısı.

Severiz biz yeşili, sardunyaları, ağaç gövdelerini.

 

“Bir parka gittiğimizde yağmur yağsın isteriz de güneşi gördük mü birbirimize sığmayız, bir o bir ben değil biz oluruz. Bundan da korkarız”

 

Seyirciler: Atın şu deliyi dışarı gülmek istiyoruz,

İsyan ediyor bize

Sen kimsin?

Siz kimsiniz?

 

-Duyduklarımı duysanız bir yardım çığlığı atardınız

Delilikten korkmayız, severiz

Bize yakışır da ondan

Yalnızlık dışında bir onu severiz

Ragıp ve ben,

Ragıp ve Ragıp

Hep bir olmasak da bir ben bir o olmayı da biliriz

İnsanlar bilmez bunu

Hep biz derler sevdiklerine de deliliklerine de

Bir sen bir o olsa, ömür ömüre binse

İki ömür yaşamak istemez mi hiç insan?

 

‘Pantolonunu indirir seyirciler bağrışmaya başlar, iki penisi vardır’

 

Seyirciler: Amma da utanmazsın

Ucube!

 

– Çıplaklık çarmıhta sadece İsa’ya mahsus değilse

Söyleyeceklerim var.

Bir daha gelirsem dünyaya

Ragıp olarak gelmek isterim

İki tane penisim bir kalbimle

Biz çünkü iki kişiyiz

Ragıp ve ben

Ragıp ve Ragıp

Sizin gördüğünüz efendiler

Bir film değil

Sahneye özgü de değil

İki penisim ve Ragıp

Biz artık buradan gitmek istiyoruz

Sahneye indiğinde perde

Ragıp’ı da alıp gideceğim

Sizin yüzünüz bol geliyor bana

Sözleriniz bayağı

Artık gücümüz yok sevmeye ve güvenmeye

Bir daha gelsem yine tiksineceğim hepinizden

Şimdi eğlenin bembeyaz dişlerinizle gülmeye başlayın

Ucubeliğimden utanacak değilim

Siz utanmıyorsanız,

Siz Efendiler

Siz utanmıyorsanız

Böyle yaşamaktan

Ben ve Ragıp utanacak değiliz

Ucubeliğimizden

 

‘Seyirciler kahkahaya boğulurlar, gülerken birbirlerine vururlar’

 

– Ragıp Efendi yolun amaç olduğu bir dünyaya, koşarak ve çoğalarak gidelim.

+ Durmayalım hem de hiç durmayalım!

 

“Biz bir daha gelsek dünyaya değişmeyecek hiçbir şey. Her zaman savaşlar kazanılacak, önce böcekler, sonra ormanlar yanacak içimizde ki yangında.”

***

Görsel: İki FridaFrida Kahlo (1939)

*https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi128

Bunu paylaş: