Azizm Sanat Örgütü’nün aylık yayını Azizm Sanat E-Dergi’nin Ekim 2018 tarihli 130. sayısı yayında. Plastik sanatların yeni medya teknolojileriyle geçirdiği dönüşüme dair yeni bir kavramsallaşma öneren kapsamlı bir makalenin yanı sıra Türk Sinemasında Yol Ayrımı kitabının yazarı Haydar Ali Albayrak ile gerçekleştirilen söyleşinin yer aldığı 130. sayı, geçtiğimiz haftalarda yaşamını yitiren yazar Kaan Turan anısına hazırlandı. Eleştiri, görüş ve katkılarınızı bekliyoruz;
https://issuu.com/azizm/docs/azizmsanatedergi130
***
İçindekiler
Editörden s. 4
Nöro-Sanata Doğru; Dijital Sanat – Özge Aslan s. 8
Muhteşem Değil İlginç Kadın: A Fantastic Woman – Deniz Eren s. 23
Söyleşi: Haydar Ali Albayrak s. 28
Ayrılanlar İçin – Batuhan Suiçmez s. 40
Çelişkili Hayatlar – İsmet Şengül s. 42
Fahriye Abla – Kemâl Hatipoğlu s. 54
Sürgünden Mektuplar II – Bilgen Seven s. 56
***
Editörden
Daha çok klasik psikanalitik okumalarla anılan eserler üreten Rene Magritte’in, mutlak olanın peşine düştüğü yapıtını kapaklaştırırken, estetik kaygı gütmenin ötesinde mutlağa, gerçekliğe dair aydınlanmacı arayışın günümüzdeki güçlüğüne de değinmeyi amaçladık. Magritte, bina içindeki yapay, gökyüzünde ise doğal ışık kaynaklarının renk dokusunu pembemsi bir eşitlikte sabitlerken minimalist bir ağaç motifi ile fütürist bir kapsülü binanın dışına konuşlandırıyor. Pek çok soyut çıkarım ve çağrışımla yol alınabilecek tablonun bizdeki yansıması ise mutlak olana erişmenin zorluğunda yatıyor. Günümüzde, post modern söylemle, mutlaktan çok mutlakların hükmünün geçerli olduğu ve dolayısıyla tek bir mutlak peşine düşmenin yanlışlığı alkışlanırken tam aksine çoklu hedef şaşırtmayla olası mutlakların da buharlaşmaya zorlandığını görüyoruz. Klasik anlamda aydınlanmacı olması gerekenler, tablodaki güneş ışıklarının pembeleşmesi ve yapaylaşmasının bir benzeri olarak şimdilerde mutlak olanı örten, dokusunu zedeleyen anlayışlara sahip olmaktalar. Kapalı devre solculuk ya da muhaliflik olarak somutlaştırabileceğimiz bu vaziyet, mutlak olanın izini ararken mücadele edilmesi beklenen gericilikle savaşımı da epey zedeliyor. Herkesin yalnızca kendi eteklerinde yer alanlarla ilgilenmesi, başkalarıyla etkileşimden, iletişimden sakınması, günümüz teknolojileri düşünüldüğünde utanç vericidir. Kirlenmeyi geçtik lekelenmekten bile korkulmasının sebebinin ardında arınma güçlüğü olduğuna dair ciddi şüpheler uyanırken yüzünü yalnızca kendi gibi olanlara dönenlerin tek tipleşmesinin insanlığın geleceğe uzanma serüveninde zaman kaybından başka bir sonuç doğurmayacağı ortada.
Hal böyleyken geçtiğimiz ay Azizm Sanat E-Dergi’de bir hayli önem verdiğimiz Bağımsız Sinema Merkezi’nin Ev Kira Semt Bizim filmine dair görüşlerimizi kaleme alırken, eleştirimizin içine pek çok soru iliştirmiştik sosyalist temelli sinematografik amaçlara dair fikri alışverişi ve tartışmalar yaratmak adına. Yanıt alamayacağımızı öngörüyorduk fakat rakamsal olarak çokça okunan bu eleştiriye sanki umursanmıyormuş gibi davranılmasına gülmeyi bile beceremedik. Ortada bir deney yoktu ancak umut ateşini biraz daha körükleme ihtimali denemeye değerdi. Sonuç elbette kapalı devre solculuk oldu. Beklentimiz düşük ve gelecek zamanlı olduğu için Azizm Sanat Örgütü olarak ilgisiz, desteksiz bırakılmayı pek de önemsediğimiz söylenemez. Bizden çok daha acımasız ve haksız bir yalnızlığa terk edilen Vincent van Gogh’un resmetmeyi bırakmadığı bir dünyada bizim gibi çok daha düşük nitelikte ve yaratıcılıkla bir toplamın nazlanmaya hakkı olamaz. Elimizden geldiğince üretmeyi sürdüreceğiz. Lakin bizdeki bu zamanın ruhuna biraz uygun kaçan vurdumduymazlığın ülkemizdeki her aydınlanmacı bireyde olmasını beklemek haksızlıktır. Kapalı devrecilik, ünlü sevicilik, başarı ve güç asalaklığı öylesine çok sayıda bireyi yıldırıyor ki toplumsallaşmamada bu boyut daha fazla ilgiyi hak ediyor. Geçtiğimiz hafta Edremitli yazar ve kırtasiyeci Kaan Turhan’ın ısrarla mecbur bırakıldığı Don Kişotçuluk neticesinde intiharı tercih ederek sonsuzluğa ilerlemesinde bu ülkenin ilerici ve aydınlık kesimlerinin değer bilmezliğinin, tek tipleştirme harekâtlarının, şan şöhret budalalıklarının payı, en az Kaan Turhan’ı ölümle tehdit eden gerici sermaye kadar büyüktür!
Azizm Sanat E-Dergi’nin 130. sayısında, nicel açıdan büyürken işin nitel boyutunda büyük bir erozyona uğrayan sinema yazarlığı sahamıza Türk Sinemasında Yol Ayrımı başlıklı kitabıyla güçlü bir eleştirel katkı sunan Haydar Ali Albayrak ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi öne çıkıyor. İşin komiği(kötüsü), böylesi önemli bir çalışma üzerine tartışmak adına Albayrak ile iletişime geçtiğimizde, bu söyleşinin kitap ve yazarıyla yapılan ilk söyleşi olduğunu öğrendik. İlklere imza atma gibi popülist bir amaç gütmediğimiz halde bir kez daha karşı karşıya kaldığımız ilgisizlik, değer bilmezlik ve sessizlik sarmalıyla tek tipleştirmeye dönük çabaların surlarında gedikler açmak adına başka kitaba ardından, mütevazılığı bir kenara bırakarak, söyleşimize önem atfediyoruz. İlklere imza atmak demişken; yeni medya aygıtları sayesinde yepyeni uzamlara ve katmanlara erişen sanat disiplinlerinin gerçekliği çoğaltan ya da yok eden algısal düzlemlerine dair, “nöro sanat” adında yepyeni bir kavram geliştirerek eleştirel bir okuma getiren avangart makale Azizm’de. Ek olarak ülkemizde Muhteşem Kadın adıyla gösterime giren, Sebastian Lelio’nun yönettiği A Fantastic Woman üzerine eleştirinin yanı sıra Sürgünden Mektuplar’ın ikinci bölümü ve farklı anlatılarda şiirler ile desenler bu ay sayfalarımızda.
Mücadelesi ve iziyle bize Rene Magritte yorumlayacak cesareti kazandıran ve kıvılcımıyla umut alevlerini körükleyen Kaan Turhan’ın anısıyla beraber ilerlemek adına ve mutlak olana varabilmek gayesiyle,
Sanatla kalın dostlar.
Azizm’in Notu: Pek çok disipline sızarak üslubunu günümüzde de etkin olabilecek kadar kalıcı bir halde katmayı başaran Beat Kuşağı ve sanata katkısına odaklanacak olan Kasım 2018 tarihli Azizm Sanat E-Dergi’nin 131. sayısı için, dosya konusu başta olmak üzere dilediğiniz konuda makale, öykü, şiir, deneme, eleştiri, karikatür, video, resim ve fotoğrafı 3 Kasım tarihine kadar azizm.sanat@gmail.com adresinden yayın kurulumuza iletebilirsiniz.
Görsel: Mutlak Olanın Peşinde (1963) – Rene Magritte