bir çekimdir
bu kızların avlusu
kimi bahardan
kimi yazdan kalma
zıpkın gibi giyiniyorlar
dar paça pantolonları
göklere dayamışlar
yüz basamaklı merdiveni
balkonları geçmiş göğüslerin
birbirine değen erdemi
direniyor yer çekimine
yine terlemiş elimin içi
bu dönüşüm içinde
bilmem ki
kaç damla düşürdüm yere
onunla bütünleşmek için
girmedim hiçbir yarışa
benim aşklarım
pirinç tanesi kadar ama
gözleri manavgat çavlanı
bıldır göremedim onu
bu sene kızgın kumlara
sermiş havlusunu
güneş ondan yana
ilmek ilmek dokumuş
gelip geçen günleri
ben köylüsüm
bütün çekincelerin
odağına koymuşlar beni
uçsuz bucaksız kadım
daha soyunamadım bile
onları görünce kaçırdım
denizden yeni çıkan balığı
ikisi birden geliyor üzerime
ikisi birbirinden yakıyor yüreğimi
aşk
bütün kadınların
üstünde iki kilim deseni
ışkın günler zamansız yakalar seni
içinden geçen yolların birleşkesi
bir mantar evleğine çıkar bu gidişle
göğüslerin serpilince
küçük tepelerin arasından geçer
marşların başlangıcıdır gümüş dere
hep onun düşüneceğim
boşalmış ipliğin makarası
bacakların ak kavağın soygunu
iri gözlerin yağmurun damlası
çırpıyor kulağımı değince
çitleri geçince
önünüze bir deniz çıkar
olası yılkıların yelesi saçaklanıyor
seğiren torosların güneşidir
üstünde şile bezinden bir elbise
yapışkan ıslak duygular içerir
öyle dursan kıskanır seni hera
***
Görseller: Brigitte Bardot (1954) – Kees van Dongen