1945 yılında Kentucky ve Batı Virginia’da art arda yaşanan maden patlamalarından sonra Amerika genelinde maden ocakları ile ilgili katı kurallar yasalaştırıldı.
1946 yılının 9 Mart’ında Birleşmiş Maden İşçileri Yerel Sendikası’na kayıtlı üç işçi Illinois Eyaleti Valisi Dwight Green’e bir mektup yazdılar. Mektup şöyle diyordu;
“… Vali Green, canımızı kurtarmanız için size yalvarıyoruz. Lütfen, Maden ve Mineraller Şubesi’nin Centralia Kömür Şirketi’nin 5 numaralı ocağında yasaların uygulanmasını sağlayınız. Bunu, Kentucky ve Batı Virginia’da olduğu gibi bir patlama olmadan sağlayınız.”
Bu mektuptan bir yıl sonra 1947 yılında Maden ve Mineraller Şubesi’nin Centralia Kömür Şirketi’nin 5 numaralı ocağında gerçekleşen maden patlamasında mektubu yazan üç işçi de öldü. Evet, Vali Green’e önlenmesi için yalvardıkları o patlamada.
Patlamadan sonra -bunu özellikle vurgulayalım “Patlamadan sonra”– Vali Green tarafından görevlendirilen araştırma komitesi madeni denetlemekten sorumlu Brown William’a ocağa niçin yasalarda zorunlu kılındığı gibi bir havalandırma donanımı konulmadığını sordu. Alınan karşılık; “Bunun, madenimiz için ekonomik olmadığını düşünmüştük.” idi.
Komite, “Yani gidere katlanmak istemediğinizi mi söylemek istiyorsunuz?” diye sordu.
William, “Evet, öyle!” diye karşılık verdi.
Yani, Dolar ile yaşam karşı karşıya geldiler; Dolar kazandı!
*Görsel : Coal Mine Workers’ Graveyard of West Virginia – Williamson 1971
*Leo Hubermann – Sosyalizmin Alfabesi Kitabı’ndan alıntı yapılmıştır.