Bazı kelimeler sana güven verir,
Sevgi bana artık güven duygusu veremiyor diyemiyorum.
Çünkü sevgi den hep korktum.
Çünkü sevgi, geçmişte benim için gelecek olan şiddetin habercisiydi.
Ne zaman sevgiyle yaklaşsam bir şeylere, ne zaman etrafıma güvende olduğumu hissettirsem, bunu elimden almaya çalışırlardı.
Neden tahammülleri yoktu hayata güvenle bağlanmaya!
Travmalarını neden yaşatmakta ısrar edip neden etrafındakileri de bu karanlığa çekmek istemişlerdi?
Travmayı yaşamayı sürdürmek, hayatta kalmanın garantisi miydi?
Hayatta kalmak için bu yoldan geçmiş olmak, hayatta her an travmaya yol açacak şeylerle karşılaşabilir olmak, su ana, travmatik bakış acısıyla bakmayı mı gerektirir?
Nefes alıyorsun ve vücudun ölünceye kadar bu uyarılmış duruma ne kadar dayanabilir? Ölümünü yaklaştırdığının farkında mısın?
Yeşeren ve ölümsüzlüğe kucak açan şeyler, kendini ve çevresini öldürenler için tehdit belki.
Biz onları sevmeye çalıştıkça daha çok mu hiddetlenecekler yoksa travmaları mi iyileşecek?
Bizi kabul ederlerse iyileşecekler.
Birbirimizi kabul edersek iyileşeceğiz.
Ötekileştiren eleştiri değil, kabul temelli yapıcı eleştiriler istiyorum.
Artık ben de sevmek istiyorum.
Artık ben de kendimi sevmek istiyorum!
***
Görsel: Sevgililer (1928) – Rene Magritte