Politik doğruculuk çağının popülizme kayması sonucu pek çok verili sorunun imajlar sayesinde sanki aşılmış ya da çözülmüş olduğu illüzyonu gözlere ve zihinlere perde indirmeye başladı. Arka arkaya siyahlar başta olmak üzere azınlıklara verilen Oscar Ödülleri ABD’de ırkçılığın azaldığı yanılgısı yaratırken ülkemizde ise, örneğin 12 Eylül darbesine herkesin karşıt(mış) gibi görünmesi, darbe yasaları ve zihniyetinin ülkede halen tek egemen olduğu gerçeğini hasıraltı ediyor. Bu belleksel tehlikeler bir yana, politik doğruculuk baskısının filizlendirdiği samimiyetsiz işler de, özellikle cinsel özgürlüğü ve eşcinselliği ilgisizce iliştirmeler ve birbirinin tekrarı halini alan duygu sömürüsü örnekler halinde öne sürülerek öngörülemeyen tepkileri tetiklemekte. Ötekileştirmenin aşılması naifliği ötekileştirmeyi mutlaklaştırmaya doğru örtülü bir tehdit olarak ilerliyor.
Buna karşın ve buna rağmen konuya hem sosyolojik, hem psikolojik hem de sinematografik açıdan yaklaşmayı başararak yedinci sanatın hakkını veren özgün filmlerle karşılaşacak kadar şanslıyız. Avustralyalı yönetmen Jamieson Pearce’ın 2017 yapımı kısa metrajı Adult/Yetişkin, özellikle kurgusuyla bunu sağlayan bir kesit olarak dikkat çekiyor. Christos Tsiolkas’ın Porn 1 adlı kısa öyküsünden uyarlanan film, ölen oğlunun yası eşliğinde onu niçin ölümden de önce yitirmiş olduğunun peşine düşen bir annenin gerçeklerle yüzleşmesi olarak özetlenebilir. 1990’ların dokusunun sezildiği ve bu açıdan bir dönem filmi olarak da değerlendirilebilecek Adult, sinemanın anlatı defosu halini alan geri dönüş (flashback) tercihini, kurgunun bir sanat olduğunu hatırlatacak Kathryn Alley imzalı dokunuşlarla filmin en büyük artısına dönüştürüyor. Yönetmenin kişisel bir travmasından da yola çıkarak uyarladığı senaryo, ahlak kavramını sorgularken çoğunlukla kurban üzerinden ilerleyen benzer anlatılarda önyargı ve baskı gibi niteliklerle özdeşleştirilerek kötücül kodlanan ebeveynlerin bakış açısını sunarak yeni bir yaklaşımı ve en önemlisi zorlu bir empatiyi mümkün kılıyor. Harikalar yaratan Victoria Haralabidou başrolünde daha da kalıcı bir iz bırakmayı başaran film, queer sinemasına yeni ufuklar kazandırıyor.