-Yaa, Osman Bey diyorum ki her şey yalanmış biraz. O gözyaşları, fiyakalı sözler, vücudundaki benler falan. (evet, şu yıldızlara benzettiğim) …(bembeyaz gökyüzünde simsiyah yıldızlara) Hiçbir zaman yanılmayan Profesör Doktor Osman Albayrak Bey’in yanılması meğer insandanmış biraz. Aslında koskoca Osman Bey hiç insan tanımamış.
– Aa neler söylüyorsunuz Ferit Bey! Ben ki yirmi senelik doktor, otuz sekiz farklı ırktan insanı tedavi etmiş bulunuyorum. Hiç insan tanımadığımı nasıl söylersiniz? Dediklerinize dikkat edin lütfen, teessüf ederim.
– Kin tedavi edilmezmiş Osman Bey! Bundan size şikâyet de gelmemiş hiç. İşte dosyalarınız. Üzülerek bildirmek zorundayım ki yanılmaktan tutuklusunuz efendim.
–Aaa…ma Ferit Bey ben denize inanmak suretiyle siz de yanılmış olmuyor musunuz?
–Hayır, doktor. Şimdi de yanlış teşhis koydunuz. Bana “tutkunluktan”, yanılmaktan değil de yanık olmaktan af çıktı.
–Hay ben böyle adaleti..
–Ben de Osman Bey ben de hay ben böyle adaleti… (telefon çalar) Aa Osman Bey size haber var. Şimdi Avukat Ahmet Bey aradı. İktidar Sevinç Bey’in, Hâkim Şevket Türk’ü araması suretiyle sizin “tutukluluk” kararı ikinci bir emre kadar “sürgün” olarak tahvil edilmiş efendim. Ama oradan da tekrar geri gelip göçmen bürosuna başvurmanız halinde doktorluğunuzu iki kat maaşla tahkim edebilirmişsiniz.
–Yani diyorsunuz ki Sayın Ferit Selvi, her şey yalanmış biraz.
–Öyle efendim öyle… Yoksa sahte mi doğru kelime?
–Maalesef buna cevap verememek durumundayım Ferit Bey. (yanılmaktan korkuyorum tekrar.)
–İyi de bir şey olmuyor sonucunda yanılmalarımızın. Yırttınız işte doktor.
–Olduğundan değil canım. Hay ben böyle adaleti…
–Diyorum ki Osman Bey, Güneş doğarken de batışına benziyormuş biraz.
–Yok, soğuk aldınız siz herhalde Ferit Bey ben diyordum ki hay ben böyle…
-Hayır efendim ne münasebet! Midesi bozukların yanında kalmak suretiyle hastalıklarının bana bulaşmasına maruz kalmış bulunmaktayım.
–Aman canım, siz de her şeyi biliyorsunuz madem artık ben kalkayım.
–İçim kalkıyor doktor siz oturun. Aptalca aptallaştık yine biraz.
***
Görsel: Et ve Kemik Pazarlığı (2019) – Christopher Ulrich