Boğulmuşun Şarkısı
Ben boğulmuşum zencar yosunlar arasında,
saçlarımda buklelerdir onların dokunuşları;
yüzüm parlak, yüzüm ak
ve bende gördüğü kendi gözleridir insanların.
Arada bir iç geçirir biri,
sonra yele, kuşa, teknelere söver;
biri gelir arada çılgınca esner,
öteki hoyrat naralar biriktirir dalgalar üstünde.
Rahatsız etmez beni ama tüm bu çalkantılar,
suyun yedi kat altında beşikteyim ben sanki.
Merak ederim ama yine de,
merak ederim o mercanlar kaç çift göz saklar içlerinde,
gerçi yaşarken de hiçbirini görmemiş
hiçbirini işitmemişimdir ki.
Ah, ama ne çare!
Su çeker beni, deniz çeker, karşı kıyılar çağırır;
birlikte sürükleniriz bir başka kıtalara;
bazen irin, kan ve ter bulandırır suyu,
o vakit de kulaçlar atarım durgun kollarımla.
Ve ben, daima böyle göçebe,
gezmemişimdir bunca ülke henüz hayattayken;
şimdi hepsinden özgürüm, hepsinden daha hür;
bundandır aramaları beni insanların
her kıyıda, her köşede.
***
Çektim Gittim Kıyıdan Üç Gün Oldu
Çektim gittim kıyıdan üç gün oldu,
suların üstünde mantar tıpa gibi sallanıyorum;
beynim sallanıyor, midem sallanıyor
kusmak için tutunduğum son anıyı.
Çektim gittim kıyıdan üç gün oldu.
Ateşe veriliyor tekneler ve sular,
deniz mezarlığındaki hurdanın altı..
ah, binlercesinin hatırası, umutları
gün görmüyor tozuyan sularda.
Çektim gittim kıyıdan üç gün oldu.
Sallanıp karışıyor ellerimle kumlar;
hangisi kum, hangisi ellerim?
Benim sevgili gözlerim,
derinlerde şimdi, balıklara yuva.
Etim titriyor, kemiklerim;
ağzım burnum su içinde;
aşağıdan yukarı dans eden köpükler,
beklemesinler beni, artık gelemem.
Çektim gittim kıyıdan üç gün oldu.
***
Gerisini Artık Sizler Düşünün
Ben geçiyorum yangınından evrenin.
Gerisini artık sizler düşünün.
Mercanlar gövdemde birer hamak
ve yok oluyorum geceleri
dalgaların türküsüne karışarak.
Geçiyorum: bandıralar, yelkenler, güverteler..
Geçiyorum: atlaslar, kıtalar, iller..
Ardımdan gözü yaşlı el edenler,
gerisini artık sizler düşünün.
Kandıramaz beni artık
kayaların arasından parlayan güneş,
ne de yer üstündeki gizler..
Bağırmasınlar, söyleyin o zavallılara:
“Alesta! Alesta!”
Gidiyorum, koyvermiş kendimi,
bilmeden bir rota.
Gidiyorum bulmaya çocuk kalbimi,
suların yedi kat altında.
Gerisini artık sizler düşünün.
***
Görseller:
Genç Kurban (1855) – Paul Delaroche
Kumsalda Yaz Gecesi (1903) – Edvard Munch
Deniz Kenarında Keşiş (1810) – Caspar David Friedrich
San Giorgio Maggiore’de Alacakaranlık (1908) – Claude Monet