Adının telaffuz edilemezliğiyle, bizler için ortamlarda bir türlü havası atılamayan, ancak kılıf babında “Blixa’nın Grubu” söylemiyle üzerlerinden sahtekâr bir samimiyet pozu kesmeyi utanmazca sürdürdüğümüz Einstürzende Neubauten’in*, önceki haftalarda yayınladığı yeni albümü Alles in Allem, soğurucu ve bir o kadar da yansıtıcı dışavurum haliyle dikkat çekiyor. Soğuk Savaş Batısının yer altı kültürüne başkentlik eden Berlin’de kurulan Einstürzende Neubauten’in yeni uzunçaları, müzikal kalibresine aşinalaşmanın mümkünatsız olduğu grubun kırk yılı aşan, üretkenlik dolu birikimi üzerinde yükseliyor. “Çökmekte olan yeni binalar” şeklinde Türkçeleştirebileceğimiz adları ve primitif logolarıyla, gelip geçicilik kadar zamansızlığı da bünyesinde barındırabilen grup, bir kısmı bizzat kendi üretimleri olan tuhaf objelerden türetilmiş seslerle ürettikleri müzikleriyle avangardın tekinsiz merakını dinleyiciye aktarıyor.
Endüstriyel rock müziğin belki de en deneysel sürümlerini ortaya koyan Einstürzende Neubauten, Blixa Bargeld’in ürpertici çığlık ve bağırışlarını, N.U. Unruh, Alexander Hacke, Jochen Arbeit ve Rudolf Moser’in dadacılaşan gürültüleriyle örtüştüren saçmalarla her defasında yeni bir işitsel maceraya sürüklüyor bizleri. Geçmişte The Garden gibi göz kamaştırıcı ve tarihi yeniden yazacak kadar devrimci epiklere imza atan grubun yeni çalışması Alles in Allem, ana akımı yarıp geçen bir diğer Einstürzende Neubauten albümü. Fakat bunda grubun yenilikçiliğini sürdürmesinden ziyade alternatif ve bağımsız müzik adı altında güvenli sularda yüzen ve güvenli bölgelerde seyreden formülcülerin payı yadsınamaz. Tekdüzeleşmenin sınır tanımazlığı karşısında bocalayan küresel müzik sahası, haliyle giderek olgunlaşan Einstürzende Neubauten’in hala genç, zinde ve ele avuca sığmaz kalabilmesine neden oluyor. Bu bir bakıma iyi de oluyor zira salgın evresine bile alışma gösteren türümüzün, hayatta kalabilmek adına yaşar olmak ve yaşamda kalmayı bile unutabilecek tutuculuğuna karşı “Blixa’nın Grubu”nun müziği, alımlanması ve alışılması güç bir yenilik olarak konumlanıyor. Biz de bunun için kendilerine minnettar olurken Müzikçi’de kural ihlali yaparak, Alles im Allem’de yer alan iki zıt parçayı birlikte yayınlama kararı alıyoruz.
Covid-19 yalıtılmışlığına rağmen grubun videolarını çekip yayınladığı parçalardan ilki olan Ten Grand Goldie üzerimize tuhaflıkları boca ederken, albümle aynı adı taşıyan ikinci parça ise ehlileşmiş bir deneyim yaşatıyor. Türümüzün ilksel özleriyle modern olasılıklarının düetini, belki de kabileden topluma uzanan izleğin doğrusallığını, dairesellikle sorgulamak adına harmanlayan Einstürzende Neubauten’in çemberine dâhil olmanın tam zamanı.
*Grubun, telaffuz edemediğimiz adını her yazışımızda “kopyala yapıştır”a başvurduğumuzu itiraf ediyoruz. Aksi halde üç paragrafta bu kadar sık yazabilmemiz mümkün mü? Ne de olsa işin ucunda rezil olma kaygısı var.