Kendi kuşağında çok yönlülüğüyle öne çıkan İspanyol saksofoncu Manu Brazo, yeni teklisi Nana ile salgına rağmen üretmeyi sürdürürken, görsel ve işitsel olarak güvenli bölgeleri tercih etmediğini ortaya koyuyor.
Dünyanın dört bir yanında saygın festivallerin ve programların düzenli resitalistleri arasında yer alan Brazo, kendisine Pepe Fernandez’in piyanosuyla eşlik ettiği Nana’da oldukça sade, ölçülü ve olgun bir yapıta imza atıyor. Saksafon gibi yüksek perdeden dinlemeye alışılmış bir enstrümanı, Fernandez’in dokunuşlarından rol çalmayacak şekilde yer yer sessizleşen bir nefesle işitilebilir kılan Brazo, ikilinin yakında dinleyiciyle buluşacak yeni albümleri Folk-Lore hakkında kalıcı bir ön izleme sunuyor. Bu durum, Brazo’nun sahnelemelerindeki rahatlığı, izleyiciyle kurduğu diyalogla paralel virtüözlüğü akla geldiğinde ise salgın sonrası albüme canlı olarak tanıklık edebilme deneyimine dair merakı arttırıyor.
Performanslarını kendinden, bestecilerden ve sanatçılardan anlatılarla süslemeyi ihmal etmeyen Manu Brazo’nun, Manuel de Falla and Federico Garcia Lorca’nın ezgilerinden esinlendiği Folk-Lore, Nana’nın klibiyle de çağdaş bir folklor halini alıyor. Yer yer Mekas’ın video sanatı estetiğini akla getirecek şekilde arınık olmaktan uzak, doğal/ham görüntülere, buluntulara yer veren video, Brazo’nun deneyimlerini hem kendisi hem de dinleyicisi/izleyicisi için denemelere dönüştürdüğünü gözler önüne seriyor.