yoksul bir gülümseme gibi dolanıyorum geçtiğin sokaklarda.
birbiri ardına uzanmakta caddeler, insanlar, maskeler
yüzlerinde kimsesizlikten bir bulut.
gördüm uçurumda solan son çiçeğin kıpırdayışını,
kıpırdadıkça koptu içimde sağanak,
mezar taşları dizildi umut ektiğim bahçelere.
usul usul yitirdi rengini baktığım ufuk çizgisi
sözcükler ezildi ağzımda, taşıdığım yükten,
toplayıp bir köşede gömdüm benden geri kalanları
kadim bir sır gibi unutuldum zihninin ormanlarında,
döküldü yaprakları gülüşünle suladığım ağaçların
aldandım ve kanadım, gözlerine yuva yapmış bahara,
kıyametimdir gölgende kanayan gölgemin tükenişi.
artık hangi zaman dilimi kabul eder kederimi
yıkıldı gölgenden gözlerine astığım son köprüde.
ayrık otuyum yoksul bıraktığın gülümsemede çoğalan.
***
Görsel: Gökyüzünün Kasları (1927) – René Magritte